Siyasetin geleneksel merkezinde yer alan Demokrat Parti'nin, 9'uncu Olağan Büyük Kongresi'ndeyiz.
22 Temmuz seçimlerinde yüzde 5'lere düşen, sonrasında iç gerginliklerle çalkantı yaşayan bir partinin kongresine giderken, siyaset adına fazla bir beklentimiz yoktu.
Nihayetinde bu kongre; küçülen, küçüldükçe rotası kayan bir partinin ayakta kalıp kalmama kongresi olacaktı.
Ama yanıldığımızı daha kongrenin yapıldığı Ankara Atatürk Kapalı Spor Salonu'na yaklaştığımızda fark ettik. Dışarıda çok büyük bir kalabalık vardı. 8 bin 500 kişilik salonun içinde ise adım atacak yer yoktu. Saha da merdiven aralıkları da tıklım tıklımdı.
Bu manzarayı gören eski bir siyasetçi şöyle diyordu:
"Bu kalabalıklar toplumun yeni bir arayış içinde olduğunu gösteriyor."
Salona girdiğimizde gözlerimiz öncelikle DP geleneğinin ağır toplarını aradı. Acaba kimler gelmişti?
Birkaç etkili isim dikkat çekiyordu:
Aydın Menderes, Celal Bayar'ın torunu Akile Gürsoy, İsmet Sezgin, Mehmet Gölhan, Esat Kıratlıoğlu, Nevfel Şahin.
Özellikle Aydın Menderes'in salona girişi büyük alkış aldı. Bir anlamda çoğunluk olmasa da merkez sağın eski ağır topları genç lider Süleyman Soylu'yu yalnız bırakmamıştı.
Siyaset geleneği açısından kongreleri önemli kılan bir ölçü de diğer partilerin ilgisiydi. DP kongresini en üst düzeyde izleyen parti, uzun yıllar DP geleneğinin elinde tuttuğu "merkez"in yeni sahibi olduğunu söyleyen AK Parti'ydi.
AK Parti'yi kongrede Sağlık Bakanı Recep Akdağ ve eski bakan Güldal Akşit temsil ediyordu.
DP çizgisinin geleneksel rakibi CHP ise kongrede daha düşük profille temsil edildi.
Kon greyi izleyenler arasında eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna'nın olması ise dikkat çekiciydi. Ve kafalarda şu soru işaretini yarattı:
"Acaba bu ilgi yerel seçimlere yönelik bir ilişkinin işaret mi?"
Kongre salonu, DP Genel Başkanı Süleyman Soylu'nun girişiyle adeta ateşlendi. O tıklım tıklım yoğunluk sadece "kuru kalabalık" değildi. Coşku ve heyecan da vardı.
Bu tabloyu eski bir siyasetçi şöyle yorumluyordu:
"Bu çocuk işi biliyor..."
Genç siyasetçi Soylu'nun iki saate yaklaşan konuşması da sık sık alkışlarla kesildi. Özellikle AK Parti'ye yönelik eleştirileri büyük ilgi gördü. Hele AK Parti'nin Adnan Menderes ve Turgut Özal fotoğraflı afişlerini "fotoğraf demokratı" olarak eleştirmesi salonun dalgalanmasına yol açtı.
Menderes ve Çiller sevgisi
Şimdi gelelim birkaç önemli ayrıntıya.
Kongrede geleneksel DP tabanı ağırlıktaydı ama kadınların ve gençlerin artması da dikkat çekiciydi.
Bir başka önemli nokta da, Genel Başkan Soylu konuşurken tansiyon kaynaklı bir rahatsızlık yaşaması kısa süreli de olsa kaygı yarattı. Tam o sırada devreye DP tarihiyle ilgili bir sinevizyon gösterisi girdi. O gösteride Menderes'ten Çiller'e DP, AP ve DYP çizgisine emek veren isimler anlatılıyordu.
İki fotoğraf salonda inanılmaz bir alkış tufanı kopmasına yol açtı: Adnan Menderes ve Tansu Çiller...
Bu kongrede genel başkanlık için yarışan çok sayıda aday var. Öne çıkanlar ise hiç kuşkusuz mevcut genel başkan Süleyman Soylu, yardımcısı Nevval Sevindi ve eski bakanlardan Refaiddin Şahin'di.
Bu yarışın sonucu yazıyı kaleme aldığımız şu saatlerde henüz belli değil ama şimdiden şunu söyleyebiliriz:
"Soylu ezici çoğunlukla fark atar." Ve muhtemelen diğer adayların esamisi bile okunmaz.
Peki, DP bundan sonra ne yapar?
Bu kalabalığı arkasına alan DP'nin performansını da yerel seçimlerde göreceğiz.