İstanbul Beşiktaş Akaretler'de yeni restore edilen Sıraevler, Osmanlı'nın ilk toplu konut örneği. Yıllar yılı her Akaretler'den geçişimde aynı şeyi düşündüm.
"Bu mekanlar neden restore edilip turizmin hizmetine sunulmaz?"
Önceki gün, o mekanın içinde yer alan, sevgili arkadaşım Ebru Keser Erda'nın restoranı Pastarito'nun açılışına katıldım.
Girişte, tarih kokan küçük küçük odalar karşılıyor sizi. İlk bakışta restoranın bu odalardan oluştuğunu sanıyorsunuz. Ama bir kat aşağıya inip, arkadaki bahçeyi görünce şaşıp kalıyorsunuz. Çünkü Beşiktaş'ın göbeğinde adeta bir "saklı cennet"le karşılaşıyorsunuz.
O an, "İşte İstanbul bu, her an insana sürpriz yapabilir" diye düşünüyor insan. Aslında o bölgenin kazanılması İstanbullular için zaten en büyük sürpriz.
Çünkü Türkiye'de bir yeri restore etmek, yaşanabilir hale getirmek hiç kolay değil.
O gece Pastarito'da bu mekanları ilk kiralayan Net Holding'in Yönetim Kurulu üyesi Reha Arar da vardı. 1987'de aldıkları bu evleri yaklaşık 20 yıl uğraşmalarına rağmen bir türlü restore etmeyi başaramadıklarını anlattı. Onlarca engelden söz etti.
Sonra da dönüp bu mekanları restore ettiren eski Beşiktaş Kulüp Başkanı Serdar Bilgili'yi kutladı. Gerçekten Bilgili İstanbul'u zenginleştiren önemli bir işe imza atmış. Bu önemi Amerika'nın en çok satan gazetesi USA Today şöyle değerlendiriyor:
"İstanbul Osmanlı dönemindeki ihtişamına geri dönüyor..."
İtalyan usulüyle açılış kravatını kesen Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal da bu gerçeği dile getirdi ve sözlerini bir temenniyle bitirdi:
"Bu tarihi mekanları İstanbul'a kazandırmak en büyük hizmet. Şimdi bu hizmeti bu tarihi dokunun devamı olan binaların dış cephelerinin boyanmasıyla sürdürmek gerekiyor. Beşiktaş halkı Serdar Bilgili'den bu katkıyı bekliyor."