CHP kurultayında genel başkanlıktan çok parti meclisi seçiminin kıran kırana geçeceği bekleniyordu.
Ama ilk gün muhalif iki adayın imza bulamaması Deniz Baykal'ın da ezici çoğunlukla yeniden genel başkan seçilmesi, parti meclisindeki yarışı da etkiledi.
Ve tansiyon biraz düştü.
Zaten mevcut yönetim de bu seçimde ters bir durum yaşanmaması için "çarşaf liste" değil, "blok liste" yi tercih ederek önlemini almıştı.
Ama yine de Parti Meclisi seçiminde bilinen ama henüz kamuoyuna yansımayan ciddi bir mücadele yaşandı.
Taraflardan biri CHP Genel Sekreteri Önder Sav, diğeri de genel sekreter yardımcısı Mehmet Sevigen'di...
Gördüğünüz gibi CHP, bir yandan içindeki muhalifleri parti dışına iterken, bir yandan da kendi içinde "parti içi iktidar kavgası" yapan bir "muhalefet" çıkarıyordu.
Büyük olasılıkla da önümüzdeki sürece Sav Sevigen kavgası damgasını vuracak.
Bunun ipuçlarını somut olarak Parti Meclisi seçimlerinde gördük...
Bu seçimde üzeri en çok çizilen iki ismin onlar olması tesadüf değildi.
Ayrıca, en etkili iki isim olmalarına rağmen en az oyu da onlar aldı.
Daha önce de Eşref Erdem'le benzer bir kavga yaşanmış ve Erdem partideki görevlerinden ayrılmıştı. O günlerde Eşref Erdem'e destek veren Sevigen'in şimdi nasıl bir yol haritası izleyeceği doğrusu merak ediliyor.
Parti Meclisi seçimi sadece bu yanıyla değil başka yanlarıyla da dikkat çekti.
En önemlisi de adı çok konuşulmasa da parti içinde "yıldızı" hızla yükselen Faik Öztrak'ın yeni konumu...
Kemal Derviş'in ekibiyle birlikte CHP'ye gelen Öztrak önce milletvekili oldu, şimdi de parti meclisi üyesi.
Daha önce de yazdım, Faik Öztrak'a uzun süredir "veliaht" gözüyle bakılıyor. Gerçi Deniz Baykal kurultay konuşmasında "Ömrümüz yettiği sürece hizmet etmeye hazırız" diyerek koltuğunu kimseye vermeye niyetli görünmüyor ama yine de Öztrak'ın parti meclisine seçilmesi bir işaret olarak algılanıyor.
CHP Parti Meclisi 80 kişiden oluşuyor.
Bu kurultayda 42'si değişti.
Peki, bu değişim ne anlama geliyor?
Bu konuda da iki görüş çarpışıyor.
Mevcut yönetim 42 kişinin değişmesini "devrim" olarak nitelerken, muhalefet "farklı bir ses yok" biçiminde yorumluyor.
Uzun yıllar Baykal'la birlikte olan ve kurultayda Umut Oran'ı destekleyen Eşref Erdem sonucu şöyle değerlendiriyor:
"Parti içi iktidara hakim olmak bir şey ifade etmez. Önemli olan CHP'yi iktidara taşımaktır. Bu açıdan bakınca, kurultayda bir Türkiye analizi yapılmadı, bir Türkiye vizyonu ortaya konamadı. Bence CHP giderek sosyal demokrat çizgiden uzaklaşıyor. Yapılması gereken CHP'de bir ideolojik dönüşümü gerçekleştirmek... Bu olmadı. Ama bu mücadele sürecektir. Ve CHP'de her halükarda mücadeleyi sol kazanacaktır."