Bugün kurultaya CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve ekibinin hangi ruh haliyle gireceği biliniyor...
Arkalarında üç büyük kentin imza vermiş delege gücü, 78 il başkanın ortak açıklaması var... Daha da önemlisi olası adayların korkulu rüyası olan bir tüzük var.
Bu manzaraya bakınca kurultaydan yeni bir şey çıkmayacağı çok net...
Ancak buna rağmen bir başka gerçek daha var...
O da şu: Hangi il başkanı veya delegeyle konuşursanız konuşun hepsinin ortak talebi "değişim ve dönüşüm"... Bu da şaşırtıcı...
Çünkü partililer bu talebi, partiyi bu hale getiren yönetimden istiyor. Dahası yönetim CHP'nin değişmesi talebini bir "kuşatma hareketi" olarak niteliyor.
Öyle de olsa önceki gün Baykal'la bir araya gelen il başkanları toplantısında da aynı talep dile getirildi. Tam 9 saat süren ilginç bir toplantıydı bu. Ne ara verildi, ne yemek yenildi ne de sigara içildi.
İnsan ister istemez merak ediyor; Acaba CHP il başkanları 9 saat boyunca genel başkanlarıyla ne konuştu?
Sosyal demokrat partiler geleneğinde kongrelerin birer tartışma platformuna dönüşmesine özen gösterilirken, bizde ne yazık ki bilinen nedenlerle "özel toplantılar" öne çıkıyor. Son il başkanları toplantısı da böyle "özel" bir toplantıydı.
Toplam 80 il başkanının katıldığı toplantıda 58 il başkanı söz alarak konuştu. İlk sırada kimseyi şaşırtmayan şu tespit var:
"Sayın genel başkanım bizim sizinle bir sorunumuz yok..."
İkinci sırada dile getirilen şey ise; "Yeni bir kadro" talebi... Kimse adını koymasa da il başkanları, bugün CHP adına kamuoyunda bilinen ve CHP adına konuşanların değişmesini istiyordu. İmkansız gibi görünse de kimler olduğu belli: Önder Sav, Mustafa Özyürek, Onur Öymen ve Mehmet Sevigen gibi birkaç isim...
Belki de 32'nci kurultayın en gerilimli anı bu nedenle parti meclisi seçiminde yaşanacak... Gelelim üçüncü isteğe...
Bu konuda daha çok Doğu ve Güneydoğu ile Karaman il başkanları konuştu. Onlara göre, "Genel Başkan 1989 Kürt Raporu'nun arkasında durmalı"ydı...
İl başkanlarının nasıl bir tavır alacağını, beklentilerinin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini göreceğiz... Belki birkaç isim gidecek, yerlerine yenileri gelecek ama Türkiye de o türküyü değiştirerek söylemeye devam edecek:
"Sol yanımda yaram var, sağ yana dönder beni..."
Son bir soru: Peki muhalefet umut verebilir mi?
Onu da Haluk Koç ve Umut Oran'ın bugünkü performansı belirleyecek...