Berlin'i gezerken Batı ve Doğu Berlin'in buluştuğu noktada yapılan bir uygulama dikkatimizi çekti. 1989'da yıkılan Berlin Duvarı'nın yerinde bugün trafiğe kapalı bir cadde var. Adı Check Point, yani değişim noktası. Ve burada ilginç bir turistik yöntem uygulanıyor.
Berlin'e gelen her yabancı ister istemez Doğu-Batı arasındaki farkı görmek istiyor. Berlinliler de bunu fark edince işi paraya dönüştürmenin ince bir yolunu bulmuş.
Yaptıkları şey; Check Point'e gelen her turiste bir pasaport vermek ve hatıra fotoğrafı çektirmek. Fiyat 5 Avro. İnsanlar hatıra olarak alıp saklıyor. O pasaportla caddenin bir tarafından diğerine geçiliyor. Parasal katkısı çok önemli değil ama sembolik anlamı ve kente katkısı önemli.
Peki, biz neden iki kıtayı birleştiren Boğaziçi Köprüsü'nde böyle turistik bir gezi düzenlemiyoruz?
Sorumuza İstanbul Büyükşehir Belediyesi Turizm Atölyesi Başkanı Tülin Ersözlü cevap veriyor:
"Düşünmez olur muyuz... Bir yıldır bu projeyle uğraşıyoruz ama bir çıkış yolu bulamadık. Ulaştırma Bakanlığı bize cevap vermedi. İstanbul'a gelen turistlerin çoğu, iki kıtanın buluşma noktasında olmak için can atar. Bir fotoğraf çektirseler ve bir Boğaziçi Pasaportu versek; çok güzel bir hatıra olmaz mı?.."
Burası Türkiye ise iyi olmaz tabii...
Çünkü "güvenlik meselesi var, intihar sorunu olabilir, devlet bir de bunlarla mı uğraşsın..."
Aslında bunlar halledilmeyecek sorunlar değil. Ersözlü, motorlu araçlarla ve otomatik geçiş kapılarıyla hiçbir sorun yaşanmayacağını söylüyor. Bizce de yaşanmaz.
Güney Afrika'da Ümit Burnu'na bakmak için yüksek bir tepeye asansör koymuşlar. Her yıl binlerce insan sadece ıssız denize bakmak için oraya akın ediyor... Boğaz'a tam ortasından bakmak güzel olmaz mı?
Sırf güvenlik kaygısıyla böyle bir turizm atağından kaçınılmamalı.
Sayın Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın bu konuda neler düşündüğünü merak ediyorum.