Eğer "Türkiye'nin ilk beş röportajcısı kim?" diye sorsalar eminim gazete okurları da, meslektaşları da onu ilk sıraya koyacaktır. Gazeteci Neşe Düzel'den söz ediyorum. Bana göre Düzel, Türkiye'nin Oriana Fallaci'si...
Türkiye'nin yakın tarihinde yaşadığı siyasal ve sosyal değişimi, bu değişimin yarattığı sancıları, toplumla devlet arasındaki kırılmaları, son on yılda onun yaptığı söyleşilerinden takip ettik pek çoğumuz. .
Önce "Türkiye'nin Gizlenen Yüzü" nü ortaya çıkardı. Şimdi de ikinci kitabı "Hesaplaşma" ile ötelediğimiz, yüzleşmekten korktuğumuz bir yığın temel sorunumuzu irdeliyor.
Hesaplaşma'yı okurken bir şeyi daha fark ettim. Düzel, sadece temel sorunlarımızla bizi yüzleştirmiyor, bizim o sorunlarla yüzleşmemizi sağlayan değerleri de ortaya çıkartıyor, onlarla tanışmamızı sağlıyor. Örneğin, uzun süre "ulus-devlet" modeliyle Türkiye'deki yapılanmanın örtüşmediğini düşünüp durdum. Daha açıklayıcı "devletulus" modelini onun söyleşilerinde gördüm.
Hesaplaşma, beğenmesek de o güne kadar öğrendiklerimizle adı gibi hesaplaşmamızı sağlayan bir kitap.
Hasan Cemal'in sözüyle "Türkiye'nin hallerini gerçekten anlamak isteyenler" bu kitabı mutlaka okusun...