Türban konusunda hala bir ortak noktaya ulaşmış değiliz. Yeni bir seçim yaşamamıza rağmen bu konuyu gündemine alan tek parti yok gibi. Oysa hayatın her alanında türban sorunuyla karşı karşıya kaldığımız ve kalacağımız kesin.
Şimdi tatil dönemindeyiz. Sıradan bir tatilde bile türban sorunu insanların yakasını bırakmıyor.
Nasıl mı?
Biliyorsunuz bu ülkede türbanlıların gittiği özel otellerin çoğalması, o otellerde kadınlarla erkeklerin ayrı yerlerde havuza ve denize girmesi çok tartışıldı. Hatta bir çok insan bu ayrımcılığı kınadı.
Ancak şu sorunun cevabı ne yazık ki hiç tartışılmadı.
Türbanlılar nerede tatil yapsın?
Şimdi daha somut bir soru soralım.
Acaba türbanlı kadınlar haşemalarıyla Antalya, Bodrum veya Çeşme'de beş yıldızlı bir tatil köyüne gitseler havuza girebilirler mi?
Bu soruyu hiç düşündünüz mü bilmiyorum ama ben tanık olduğumda şaşkına döndüm. Bir süre önce birkaç aile birlikte Bodrum'da bir tatil köyüne gittik. Arkadaşlarımızdan birinin eşi türbanlıydı.
Doğrusu oraya giderken türbanın bir sorun yaratacağı da hiç aklımızdan geçmedi. Ama ne yazık ki türban orada da sorun oldu. Üstsüzlerin bile rahatça girdiği havuza türbanlı arkadaşımızın girmesine izin verilmedi. Bu tavrı anlamakta gerçekten zorlandım. İnanılmaz rencide ediciydi.
Çünkü ortada sorun yaratacak bir durum yoktu. Haşema denilen şey aslında mayonun biraz uzunu. Aynı kumaştan yapılıyor, aynı sağlık özelliklerine sahip.
Peki sorun neydi?
Otel yönetiminin tavrından çok, önemli olan beyinlerimizde yarattığımız ön yargı. Bu düpedüz ayrımcılık. Bazı insanlar "türbanlı ise oraya gitmesin" diyebilir. Bu daha da ayıp ama o zaman da şu sorunun cevabını vermek gerekmez mi?
"Nereye gitsin?"
Özel otellere gidilse eleştiriliyor, herkese açık otellere gidilse havuza giremiyor.
Böyle insanlık dışı bir şey olabilir mi?
Acaba tatil köylerindeki havuzlar da mı kamu alanı?
Türkiye artık bu sorunu aşmanın bir yolunu bulmalı.