Erkan Mumcu seçimlere katılmasa da siyasetin ilgi odağında olmayı sürdürüyor. Son günlerde klasik merkez sağın birleşmesiyle ilgili her tartışmada onun adı geçiyor.
Ya bir grup insan istifasını istiyor ya da geçmişe ilişkin bir görüşmesi gündeme taşınıyor.
Doğrusu sadece bunlar da değil, son döneme ilişkin birçok şey merak ediliyor.
Ne yapacak? Politik yaşamını sürdürecek mi, yoksa istifa edip kenara mı çekilecek?
Biz de bu soruların cevabını almak için Erkan Mumcu'yu aradık. Mumcu haksızlığa uğramış bir ruh haliyle çıktı karşımıza.
"Şu anda öyle bir zamanda öyle bir konjonktürdeyiz ki kimsenin gerçekle, gerçeği öğrenmekle ilgisi olduğu kanısında değilim. Herkes bir kampın tarafı olmuş durumda. Ve tarafların savaşında kimse gerçeği duymak istemiyor. Herkes bir sonuç üretmeye, bir ima yaratmaya, bir dedikodu yaratmaya, bir dedikoduyu dolaşıma sokmaya çalışıyor."
Herkesin bir nedeni olduğunu söyleyen Mumcu, sözü birleşme sürecine getirerek şöyle diyor:
"Doğrudur, millet ne olup bittiğini bilmek istiyor. Hakkı da. Bu meselede umutlanan insanların hakları var. Ben diyorum ki, Mehmet Ağar ile televizyona çıkalım, Gerçeği millete anlatalım."
Araya girip soruyorum, "Gelmiyorsa gerçeği öğrenemeyecek miyiz?"
Mumcu seçim sürecine dikkat çekiyor ve şöyle diyor:
"Şimdi ben bu süreçte yalnız konuşursam DP'nin başarısızlığının faturası benim üzerime yıkılacak. Aslında bu benim projem. Yüz binlerce insanın emeğine saygı gösteriyorum fakat benim bu nezaketimin binde biri muhataplarında karşılık bulmuyor. Ve utanmazca dedikodu yayıyorlar. Ben kaçıyor değilim. Ben sadece yüz binlerin emeğine saygımdan susuyorum."
Şimdi ne yapacaksınız? İstifa mı edeceksiniz yoksa yola devam mı diyorsunuz?
"Ben istifa falan etmem. Bundan sonra ekmek bitti ben yokum kaçıyorum diyenlerden değilim. O başkalarına mahsus bir davranış. Ben sorumluluğumu terk etmem."
'Ağar intihar etti'
Peki, bu bir komplo muydu? Bu noktaya nasıl geldi?
"Bana da anlamlı gelmeyen bir şey var, Mehmet Ağar intihar etti. Neden ama? Bu rasyonel bir aklın yapacağı bir şey değil. Bunun da bir sebebi olmalı, bunu da o söyleyecek."
'DP projesi çocuğum gibi...'
Sizin için de "Erkan Mumcu hırsı yüzünden o süreci iyi yönetemedi" deniyor?
"Yahu kardeşim ne yaptım da yönetemedim. Nasıl yönetilebilirdi mesela... Hangi aşamasında ne yapılırdı ki ben yapmadım. Bu yuvarlak laflar kolay tabii. Şunu yapmadı desinler bütün sorumluluğu üzerime almaya razıyım. Şu aşamada konuşmaktan kaygı duyuyorum. Yüz binlerce adamın emeği var.
Günah kardeşim. Demokrat Parti Mehmet Ağar'dan ibaret değil ki... Benim derdim o. Meşhur hikaye var ya, bir çocuğun anneliğini iddia eden iki kadın gelmiş bir bilgeye. Bilge iddiaları dinlemiş, karar verememiş. Demiş ki 'Bu çocuğun etrafında bir daire çizeceğim. Biriniz bir kolundan biriniz bir kolundan çekeceksiniz. Hanginiz alırsa onun demiş.' Başlamış kadınlar çocuğu çekiştirmeye, gerçek anne bakmış ki çocuğunun canı yanıyor, bırakıvermiş çocuğu. Bilge de almış çocuğu gerçek anneye vermiş. Şimdi bu hikaye çok manidardır."
'Gökçek evime davetsiz geldi'
Erkan Mumcu Ankara Büyükşehir belediye Başkanı Melih Gökçek'le ilgili iddiaya ise şöyle cevap veriyor:
"Yahu kardeşim, ben çok net bir şey söyleyeyim bu çok ahlaksızca bir şey. Melih Gökçek Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden bir gün önce gece yarısı aniden davetsiz geldi evime. Ve benden grubu serbest bırakmamı istedi, rica etti, yalvardı. Ben nezaketle uğurladım. Benim tutumum ertesi gün ortaya çıkmıştır. O tarihten sonra ne yüzünü gördüm, ne sesini duydum. Ne kadar terbiyesizce bir şey bununla ilişkilendirilmek istenmesi. Hiç mi insaf kalmadı yahu. Bu kadar aleni, herkesin bildiği bir şeydir bu. Doğru değil demeye bile tenezzül etmem.