İSTANBUL'DA kronik bir trafik sorunu yaşandığı kesin.
Metrosu yetersiz, deniz ulaşımı istenen noktada olmayan İstanbul'un bütün yükü şehir içi yollarda. O da doğal olarak bu yükü taşıyamıyor.
Dahası var, ana caddeler, ara sokaklar bile otopark olarak kullanılıyor. Sıradan bir sokaktaki ufak bir tıkanma, basit bir kaza bile şehri hareket edemez hale getirmeye yetiyor.
Durumun vahim olduğunu herkes biliyor.
Yedi Tünel, yeni metro projeleriyle bu kronik soruna köklü çözüm arayışları da sürüyor.
Ancak, bu gerçeğe rağmen dün, yani okulların açıldığı gün inanılmaz bir trafik sıkışıklığının yaşandığını söylemek de doğru değil.
Çünkü dün beklenenin aksine trafik akışı iyiydi.
Hatta, sabah 08.10'da evden çıkan biri olarak dün her zamankinden 10 dakika erken işyerine gittim. İstanbul Büyükşehir Belediyesi en azından okulların açıldığı ilk günleri sorunsuz geçirmek için iyi çalıştı.
Gün içinde trafiğin tıkandığı tartışmaları artınca İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Mesut Pektaş'la konuştum.
Afet Koordinasyon Merkezi'nde (AKOM) İstanbul'un trafik akışını kontrol eden Pektaş, şöyle diyordu:
"Trafik akışını rahatlatmak için önemli iki karar aldık. Okulların açıldığı gün hem servisler hem de özel otomobiller trafiğe çıkarak önemli bir yük getiriyordu. Biz son iki aydır bunu engelleyecek ciddi bir çalışma yaptık. Bugün öğrencilerimizin yüzde 80'i servislerle okullarına giderek bu çalışmamızın boşa gitmediğini gösterdi. Bir diğer uygulamamız da metro, otobüs ve vapur gibi toplum taşıma araçlarını ücretsiz yapmak. Şu ana kadar TEM'de eylem nedeniyle oluşan kilitlenme dışında hiçbir sorun yaşanmadı."
Görünen o ki, şehir yönetimi iradesini ortaya koyduğunda, yapılacakları planladığında düzelmeyecek şey yok.
Bundan sonra beklenen, aynı iradenin trafiğe köklü çözüm projelerini de bir an önce hayata geçirmesi.