Bir süre önce kaleme aldığımız "Bakan Akdağ'ın bu ihalelerden haberi var mı?" başlıklı yazımıza İstanbul İl Sağlık Müdürü Dr. Mehmet Bakar cevap gönderdi.
Kuşkusuz cevap hakkı kadar toplumun doğru bilgilenme hakkı da var. Ancak ne yazık ki, Türkiye'deki devlet çarkı bu konuda iyi bir geçmişe sahip değil. Bu nedenle zaman zaman verilen cevaplara temkinli yaklaşmak zorunluluğu doğuyor.
Dr. Bakar'ın gönderdiği cevap yazısı da benzer bir kaygı yaratıyor.
Gönderilen cevapta aynen şöyle deniyor:
"İl Sağlık Müdürlüğü'nce yapılan direk grafi ve portabl röntgen alımıyla ilgili ihalede tüpün aynı üretici firmanın ürünü olması şartı ihaleye sadece üst düzey firmaların ürettiği cihazların katılımının sağlanmasıdır. Direk grafi şartnamesine Philips, General Electric ve Siemens firmasının tavandan statifli cihazları katılabilmektedir. Portabl röntgen ihalesine ise Siemens, Shimadzu ve Philips uymaktadır."
Biz yazımızda aynı cihazları aynı standartta üreten yerli firmaların var olduğunu iddia etmiş ve neden katılmadığını sormuştuk. Cevapta ne var: "Sadece üst düzey firmaların ürettiği cihazların katılımının sağlanması."
Neden?
Göründüğü kadarıyla ortada somut bir neden yok. Sadece yabancılar "üst düzey", yerli üreticiler "alt düzey" ayrımı var.
Peki İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü'nün "üst düzey" firmaları tercih etmesinin amacı ne?
O da şöyle izah ediliyor:
"Küçük çaplı firmalardan cihaz alındığında distribütörlük sürekli el değiştirdiğinden, yedek parça temininde ve servis hizmeti alınmasında süreklilik sağlanamamaktadır."
Gerçekten inanılmaz bir cevap. Bu cevaba Dr. Mehmet Bakar nasıl imza attı doğrusu anlamış değilim.
Tabii anlaşılmayan sadece o değil. İlginç olan ihale şartnamelerini hazırlayan doktorların kendi çalıştıkları hastaneye yerli cihaz almaları.
İşte bunun çarpıcı örneği.
Bir süre önce bizzat Dr. Mehmet Bakar'a bağlı İstanbul Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi, benzer bir teknik şartnameyle yerli ürün aldı.
İki şartname arasında ne fark var biliyor musunuz? Birinde "Tüp" ve "Plat Panel" üreticisi olma zorunluluğu var, diğerinde yok.
Maksat "adres" tarif etmek. Şimdi gelelim bu "adres" tarif etmenin bu ülkeye maliyetine. Şişli Hastanesi bu ürünü 57.430 YTL'ye aldı. Teknik Şartname'nin altında aynı hastanenin Radyoloji Klinik Şefi Doç. Dr. Muzaffer Başak'ın imzası var.
Garip ama gerçek. Hazırlanan iki teknik şartnamede de Dr.Başak'ın imzası var. "Nasıl olur?" diyorsanız onun cevabını da umarım Doç. Dr. Başak verir. Şimdi gelelim asıl soruya... İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü ithal röntgen cihazlarını kaça aldı?
104.000 YTL'ye. Aradaki farka bakın, neredeyse iki kat.
Kimin cebinden çıkıyor? Elbette hepimizin.
Bu ihalelere hala "kurallara uygun yapıldı" demek mümkün mü?