İstanbul Ataköy sahilinde Demir Turizm ve C Motelleri'nin bulunduğu yaklaşık 150 bin metrekarelik bir alan var. İstanbul'un belki de en güzel sahil şeridi burada.
Ama ne gariptir ki İstanbul halkı bu sahilden yararlanamıyor. Önümde devletin bir kurumunun hazırladığı "Fotoğrametrik Harita" var. O haritaya göre bu muhteşem sahil yıllardır 'işgal' altında.
Nedeni de yine devlet!
Çünkü, geçmiş dönemin siyasi iktidarları burayı 'Yap-İşlet-Devret' modeliyle adeta birilerine 'peşkeş' çekti.
O birileri de kamuoyunun yabancısı değil.
Devletin yüksek katlarında etkili olan bu isimler bu yerleri 30-40 yıllığına almışlardı.
Güya 'yap' acaklar, 'işlet' ecekler ve 'devir' edeceklerdi.
Peki ne oldu?
Ne bir şey yapıldı, ne işletildi, ne de devlete devredildi. Dahası özellikle C Motelleri mirasçıların kavgası nedeniyle adeta talan edilmeye, çürümeye terk edildi.
Bugün gelinen noktada bildiğim kadarıyla mülkiyetinin yüzde 90'ı TOKİ'ye geçti.
Bu gerçeğe rağmen üzerindeki 'işgal' hâlâ sürüyor. Ve ne yazık ki devlet bu işgal karşısında kılını kıpırdatmıyor. Olacak iş değil.
Aslında bu işgalin sürmesinin, bu muhteşem alanın İstanbullulara açılmamasının bir değil, birden fazla sorumlusu var.
Bunların başında da TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar geliyor.
Ataköy'de Levent'te veya İstanbul'un başka semtlerinde TOKİ'ye ait en küçük arsayı bile bulup satışa çıkaran Sayın Bayraktar, buradaki işgal karşısında ne yazık ki sessiz kalıyor.
Neden acaba?
Gelelim, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'a...
Sayın Başkan, C Motelleri'nin biraz ilerisinde Florya'da Belediye Tesisleri vardı. O tesisler son bir ay içinde yerle bir oldu. Müthiş bir karar. Kendi tesislerinizi yıkma konusunda gösterdiğiniz kararlılığı neden Ataköy Sahili'ndeki işgal için göstermiyorsunuz?
Yoksa korku mu var?
Sorumlulardan biri de Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen. Sayın Erzen'in öyle bir ruh hali var ki, sanki o bölge Bakırköy sınırları içinde değil.
Sanıyorum, Florya'daki kaçak yapılar gibi buradaki ruhsatsız, kaçak ve salaş yapıları da görmezlikten geliyor.
Görüldüğü gibi kimsenin gücü bu 'derin işgali' kaldırmaya yetmiyor.
Bu nedenle de 'İstanbul sevdalısı' Başbakan Erdoğan'a sesleniyorum.
Sayın Başbakan, bu alanın İstanbul için ne kadar önemli olduğunu kuşkusuz biliyorsunuz. Her İstanbullunun bu alanda hakkı var. Bu hakkı kullanmak için devlet ne bekliyor doğrusu merak ediyorum.
Eğer devletin gücü bu 'işgali' kaldırmaya yetmiyorsa bunu da İstanbulluların bilmeye hakkı var.
Lütfen açıklayın!