Çok değil birkaç yıl önce Anadolu Yakası'ndaki Sabiha Gökçen Havaalanı için 'sinek avlıyor' başlıkları atılıyordu. Şimdi ise adeta bölgenin kaderini değiştiren bir 'cazibe merkezi' nden söz ediliyor. Uçakların biri kalkıp biri iniyor.
Kuşkusuz olay sadece o uçakların kalkıp inmesi değil. Asıl mesele bu değişimin bölgede 'tetikleyici' rol oynaması. Uçakların havalanmasıyla başlayan değişim şimdi dalga dalga Anadolu Yakası'nın kimliğini değiştiriyor.
Aslında bir hayli geç kalınmış bir adım bu. Çünkü, İstanbul'un Avrupa Yakası üzerinde ciddi bir yük vardı. Her gün yaklaşık 200-250 bin yolcu Anadolu'dan Avrupa'ya geçiyordu.
İşte bu trafik artık değişiyor. Ve yıllar önce İstanbul'un Avrupa Yakası üzerindeki yükü azaltmak için yapılan planlar nihayet hayata geçiyor.
Bu değişimin 'merkez üssü' ise Pendik.
Bölgede Kadıköy'den Tuzla'ya inanılmaz bir dönüşüm yaşanıyor. Binlerce konutun, metronun çalışması sürüyor, yeni iş merkezleri kuruluyor ve belki de en önemlisi yeni bir fuar merkezinin bu bölgede yapılması planlanıyor.
Pendik Belediye Başkanı Erol Kaya, dönüşüm heyecanını şöyle anlatıyor: "İstanbul'un Batı yakasındaki yoğunluğunu Anadolu yakasında Pendik üstlenmiş durumda.
Bölge, turizm eksenli yeni bir kimlik kazanıyor . Bu açıdan inanılmaz bir talep var. Bu teklifleri değerlendirerek bölgemizde yeni bir sıçrama yaptığımızı düşünüyorum. Havaalanı ve Pegasus Hava Yolları'nın devreye girmesi, Formula 1'in yapılması bölgemizi önemli bir merkez haline getirdi. Şimdi 600 yataklı beş yıldızlı bir otel, 400 yataklı bir hastane de devreye giriyor. 1 milyon 700 bin metrekare inşaat sürüyor. Bunun büyük kısmını özel sektör yapıyor." Bölgede yaşanan bütün bu değişimi simgeleyen bir başka girişim de fuarcılıkla ilgili. Kaya, bu girişim için şunları söylüyor:
"Anadolu yakasında fuar yok. TEM Otoyolu'nun kenarında, bir kısmı da Pendik Belediyesi'ne ait 1 milyon metrekarelik bir alan var. Proje geliştirdik. Kongre merkezi, fuar merkezi, paten sahaları, çocuk eğlence merkezi ve otel olacak . Tüm Anadolu Yakası'nı, İstanbul'u, dahası Yalova ve Kocaeli'ni bile etkileyecek bir proje bu. Toplam maliyeti 200 milyon dolar. Bununla ilgili hem İTO hem de özel müteşebbislerle görüşmelerimiz sürüyor." Şehirleri 'yaşayan varlık' olarak niteleyen
Kaya, sözlerini şöyle noktalıyor: " Bu yüzyıl şehirlerin yüzyılı . Bu nedenle şehirlerimizin kalitesini artırmamız lazım." İşte İstanbul'un öte yakasında yaşanan değişim. Görünen o ki, bu değişim sadece o bölgeyi değil, Boğaz köprülerindeki yoğunlaşmayı, trafiğin kilitlenmesini azaltacağı için tüm İstanbul'u derinden etkileyecek. Bu nedenle başta İstanbul Büyükşehir Belediyesi olmak üzere herkesin bu değişime destek verip hızlandırması gerekiyor.