AK Parti henüz 5 yaşında genç bir parti. İçinde rahmetli Özal'ın deyimiyle klasik 4 eğilim olmasa da özellikle sağın farklı renklerini taşıdığı kesin. Ama partiye asıl rengini veren 'Milli Görüş' geleneğinin bugünkü versiyonu 'muhafazakâr demokrat' çizgi.
İşte bu çizgi son 4 yıldır Türkiye'de iktidarda.
Acaba iktidar süreci AK Parti'de nasıl bir sonuca yol açtı?
Parti üst yönetimine bakıldığında çizgileri belirlenmiş bir ayrılık görülmese de parti tabanı için aynı şeyi söylemek pek mümkün değil.
Özellikle ilçe kongrelerinin yapıldığı bu günlerde ciddi bir 'demokrasi' tartışması yaşandığı kesin.
Bu sürecin en somut yaşandığı yer ise hiç kuşkusuz İstanbul. Çünkü AK Parti İstanbul'da doğan bir parti.
Ve bu nedenle İstanbul AK Parti için önemli. Öylesine önemli ki bırakın il kongrelerini Başbakan Tayyip Erdoğan, İstanbul'daki ilçe kongrelerinin büyük çoğunluğuna bizzat katılıyor.
Neden?
Nedeni açık, partinin 'birlik ve bütünlük' içinde olduğunu göstermek.
Yönetimin talebi ve arzusu bu. Oysa taban, 'birlik ve bütünlüğü' parti içi 'demokrasi' ile sağlamak istiyor. Kısaca yönetimlerin 'istişare ve nabız yoklama' yöntemleri amiyane tabirle tabanı kesmiyor.
Bu anlamda 'dipten gelen demokrasi dalgası' AK Parti yönetimini bir hayli zorluyor.
Bu zorlamanın parti üst yönetimine yansıması henüz hissedilmese de iller düzeyinde çok sıcak yaşandığı kesin. Bunun en çarpıcı örneği de İstanbul'da yaşanıyor. İstanbul ilçe kongreleri Başbakan Tayyip Erdoğan'ın katılımına rağmen ciddi çekişmeli geçiyor.
Özellikle geçen hafta yapılan Zeytinburnu, Şile ve Adalar ilçe kongreleri herkesi şaşırtan sonuçlara sahne oldu.
İstanbul İl Yönetimi aylardır 'tek aday ortak liste' çalışması yapıyor. Buna rağmen ortaya konulan tablo tabanı tatmin etmiyor. Şile İlçe Kongresi'ne de aynı havayla gidildi. Ancak parti tabanı buna tepki gösterdi ve ikinci listeyi çıkardı. Yapılan seçimde ilin desteklediği Zeki Atış 264, muhalif İlhan Ocaklı ise 138 oy aldı.
Şile bir anlamda parti içi demokrasinin tehlike yaratmadığını da gösterdi.
Adalar'a gelince, orada ikinci liste ihtimali vardı ama kimse o listenin kazanacağına ihtimal vermiyordu. Ancak muhalif aday Mahmut Çelik listesini çıkardı ve seçimi tek oy farkıyla da olsa kazandı. İlin desteklediği aday Muzaffer Güçlü ise şimdi Seçim Kurulu'na itiraz ederek seçimlerin yenilenmesini istiyor.
AK Parti açısından asıl sürpriz gelişme Zeytinburnu ilçesinde yaşandı. Önce yönetimle ilçe delegeleri arasında kurucu başkanı Ahmet Dokumacı'nın il yönetimine gideceği konusunda konsensüs sağlandı. Bu durumda yeni bir aday çıkacaktı. Ancak son dakika devreye Belediye Başkanı Murat Aydın girince işler karıştı. Dokumacı yeniden aday oldu. Ve teşkilatın aday çıkarmaması önerildi. Seçim günü teşkilatın bu kurguya tepkisi gerçekten sert oldu.
Tam 118 delege oy kullanmadı. 64 delege boş oy verdi. Dokumacı ise 313 delegede sadece 131'nin oyunu alarak seçilebildi.
Kulislerde bu gelişmelerin AK Parti il yönetimini kara kara düşündürdüğü konuşuluyor. Ancak İl Başkanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu sonuçtan memnun olduğunu şu sözlerle dile getiriyor:
"AK Parti'nin en geniş teşkilatı olan AK Parti İstanbul Teşkilatı'nın bu yapılanmasında göreve talip olan birçok arkadaşımızın varlığı AK Parti iktidarına duyulan güvenin en açık göstergesidir."
Şimdi gözler, bundan sonra yapılacak kongrelerde. Özellikle Üsküdar, Bahçelievler ve Şişli'de ilginç gelişmelerin olacağı bekleniyor.
Bugün Çatalca ve Silivri, yarın da Pendik ve Maltepe kongreleri yapılacak.
AK Parti içinde derinden süren bir başka tartışmada 'kadın adaylar'la ilgili. Bu konuda hem yönetimin tutumunu, hem de kadınların olaya bakışını bir sonraki yazıda dile getireceğiz.