Çok değil iki yıl önce Türkiye 'Roche İlaç Skandalı' ile çalkalandı. Kanser hastalarının kullandığı Neorecorman ve Eprex adlı ilaçların SSK'ya fahiş fiyatla satıldığının ortaya çıkması gündeme bomba gibi düşmüştü.
Ardından soruşturma süreci başladı. Başta Roche ilaç firmasının Türkiye Genel Müdürü Faruk Yöneyman olmak üzere çok sayıda insan tutuklanarak cezaevine gönderildi. Sanıkların yargılanmaları halen İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam ediyor.
Yargı süreci devam ederken, Başbakanlık Teftiş Kurulu da araştırmaları sürdürdü.
Başbakanlık Teftiş Kurulu Müfettişleri, 17 Haziran 2005'te hazırladıkları raporla 'Roche Skandalı' nda ikinci perdeyi başlattılar. Daha önce de belirttiğimiz gibi, ikinci perdede üst düzey bürokratlarla üniversite hocalarının ' beş yıldızlı ağırlama' faslı ele alınıyordu.
Şimdi skandalın son perdesi açılıyor. Son perdede ise 'Roche ilaç firmasının ihalelere nasıl fesat karıştırdığı' belgeleriyle açıklanıyor.
Başbakanlık Teftiş Kurulu Müfettişleri'nin hazırladığı 'son rapor' da söz konusu firmanın sadece pahalı ilaç satmadığı, aynı zamanda sağlık sektörünün birçok alanında özel baskılarla ilaç fiyat politikasını bile belirlediği yer alıyor.
Dahası ihaleye hangi deponun gireceği, hangi ilacın fiyatının nasıl olacağını bile belirliyor.
Kuşkusuz, en çarpıcı olanı ise tam bir pervasızlıkla, bu kirli ilişkilere itiraz eden kendi elemanlarını bile işten atmaları.
Başbakanlık Teftiş Kurulu'nda görev yapan Başbakanlık Başmüfettişi Mehmet Kılınçer'in koordinatörlüğünde, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Başmüfettişi Ramazan Arslan, Maliye Bakanlığı Baş Hesap Uzmanı H. Özer Ermumcu, Sağlık Bakanlığı'ndan Başmüfettiş Rengin Maksut, Gümrük Müsteşarlığı'ndan Müfettiş H. İbrahim Bozkuş
ve SSK Başkanlığı Başmüfettişi İsmet Uysal'dan oluşan ekip, uzun bir araştırma sonunda 29 Kasım 2005'te son raporunu bitirdi. Rapor, 20 Aralık 2005'te Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından imzalandı ve ilgili savcılığa gönderildi.
Şimdi gelelim bu karanlık ilişkilerin Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığı raporuna nasıl yansıdığına...
İhaleye 'fesat karıştırmak'
Müfettişler, hazırlanan raporda bu gerçeği şöyle anlatıyor: "Roche Satış müdürü Tahir Ünsal tarafından 22 Aralık 2003'teki SSK alım ihalesinden 3 gün önce Gökhan Akdoğan ile Roche Yürütme Kurulu Üyesi ve Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Demir'e gönderdiği 19 Aralık 2003 tarihli saat 13.48'teki mailde şöyle diyor; 'Sayın Akdoğan , 22 Aralık'ta yapılacak olan SSK ihalesi için, alınan yürütme kurulu kararı aşağıda belirtilmiştir . Biotek ürünlerine Beşer Ecza Deposu girecektir. Sadece Neorecorman'da yüzde 7 iskonto olup diğer ürünlerimizde de deponun ihale için yapmış olduğu masraflar karşılanacaktır' şeklindeki ifadelerle ihaleye fesat karıştırıldığı doğrulanmaktadır." Müfettişlerin konuyla ilgili bir başka ilginç tespiti de şu: Roche eski çalışanı Veysi Mungan, Gökhan Akdoğan'ı ihaleden 2 gün önce yani 20 Aralık 2003'te saat 15.26'da bir mail göndererek 'yaptığının suç olduğunu' belirterek uyarır. Bu uyarının bedeli ağır olur ve Mungan, bizzat Roche Genel Müdürü Faruk Yöneyman tarafından görevden alınır.
Emniyet deşifre edemedi
Başbakanlık Teftiş Kurulu üyelerinin hazırladığı raporda çarpıcı iddialardan biri de Roche firmasının 'aynı yöntemle' yani istenen fiyat ve istenen depo aracılığıyla devlete eski TL ile 100 trilyonluk ilaç sattığının tespit edildiği.
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın imzaladığı raporda bir başka ilginç iddia da İstanbul Emniyet Müdürlüğü ile ilgili. Müfettişler, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlar Şube Müdürlüğü'nce 2 yıl önce Roche genel merkezinde el konulan bilgisayar kayıtlarının 'teknik sorunlar' gerekçesiyle hala incelenmemiş olmasına dikkat çekiyor.
Görüldüğü gibi raporda 'Roche Skandalı' ile ilgili ciddi iddialar yer alıyor. Bu yeni iddialarla ilgili ne yapılacağına ise yargı karar verecek..