Yurtdışında okuyan öğrencilerin 'burs kabusu' sürüyor. Bu sürdükçe biz de yazmaya devam edeceğiz.
Ne zamana kadar? Seçilmişler bu soruna çare üretene kadar... Bu konuda seçilmişlerin ortak bir noktaya geleceklerine inanıyorum.
Bir süre önce Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in konuya sıcak yaklaşımı beni umutlandırmıştı. Ancak Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu'nun CHP'li üyesi Kemal Kılıçdaroğlu arayınca, işin AK Parti ve CHP arasında 'politik bir malzeme' haline getirildiği ortaya çıktı.
Oysa sorun gerçekten ertelenemeyecek kadar önemli. Binlerce öğrenci bu nedenle ülkesine dönemiyor ve büyük borç yükü altında çaresizlik yaşıyor. Sorunun kilitlendiği kesin.
CHP'li Kılıçdaroğlu'na göre sorunu kilitleyen iktidar. Kılıçdaroğlu şöyle diyor:
"Biz, 2006 Bütçesi görüşülürken bu sorunu çözmek istedik. Ama sorunu çözerken de irticacı ve bölücülerin üniversitelere kadro koşulu aranmaksızın atanmasını öngören düzenlemeyi maddeden çıkardık. Onun dışındaki tüm cümleler aynı idi. Ama maalesef hükümet bunu kabul etmedi ve AKP'lilerin oylarıyla verdiğimiz iki önerge de reddedildi... Böylece AKP'nin maskesi de düşmüş oldu, gerçek yüzü ortaya çıktı."
CHP'nin iddiası bu. Peki haklılar mı?
Aslında ortada yargı kararı olmadan, birilerini suçlamanın doğru olmadığını daha önce de söyledik. Ancak sorun, artık politik olarak bu noktaya getirildi. Şimdi başka çözümler üretmek gerekiyor. Öncelikle de burs ödemesini 'kâbus' olmaktan çıkarmanın bir yolu bulunmalı.
Kılıçdaroğlu şöyle diyor:
"İrticacıları üniversitelere hoca olarak yerleştirmek için bursluları kullanacaksın ve sonra da dönüp, 'Biz sizi kurtaracaktık ama CHP engel oluyor' diyeceksin... Siyaset bu kadar çirkinleşmemeli. Biz CHP olarak, yurtdışında okuyan bursluların sorunlarını elbette biliyoruz ve çözmek istiyoruz, önerge de verdik."
AK Parti toplumun sorunlarını çözmek için iktidar oldu. Bir biçimde çare üretmek görevi de ağırlıkla onların.
Bu açıdan AK Partili Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerinin bu inatlaşmaya bir formül bulacağını umut ediyor, yanıtlarını bekliyoruz.