Geçmiş siyasi tarihimizde, yakın çevrenin 'en büyük sensin' dolduruşuna ya da bir başka deyişle 'gazına' gelen çok sayıda ünlü siyasetçi gelip geçti.
Kimi henüz siyasi yaşamının baharında yok olup gitti, kimi kendi küçük ekibiyle siyasette tutunmaya çalışsa da umduğu noktaya gelemedi.
Bu yüzden işin deneyimlileri siyasetin ilk kuralını 'dolduruşa' gelmemek olarak açıklar.
Bu kuralı ilke edinenlerden biri de DYP'nin çiçeği burunda yeni politikacısı Prof. Dr. Timur Gürgan.
Gürgan Hoca, Türkiye'nin tüp bebek konusundaki sayılı uzmanlarından biri. DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar'ın ısrarıyla politikaya giren Timur Gürgan'la geçtiğimiz hafta DYP'nin Antakya mitinginde karşılaştık. Yanında da partinin yeni ve etkili isimlerinden Birol Özcan vardı.
Söze "Politika nasıl gidiyor?" diye başladık.
Prof. Gürgan, müstehzi bir gülümsemeyle başladı anlatmaya...
"Topu topu 6 aylık bir siyasetçiyim. İlk öğrendiğim şey dolduruşa gelmemek. Bu yüzden de parti içinde 'Dolma-Der' diye bir dernek kurduk. Çok sayıda üyesi var." Araya girip, "Bu da nereden çıktı?" diye sorduk. Cevabı kısa oldu: "Etrafta o kadar çok, 'Bakanım, Başbakanım' diyen var ki!"
'Gündelik siyasetin dili bu' demeye çalıştık ama Hoca bir hayli dertli.
"Yoo öyle demeyin. Bu dil sayesinde nice insan yok olup gitti. Alın Mehmet Ali Bayar'ı. Bu açıdan ilk kaybımız o oldu. Şimdi daha dikkatli davranıyoruz ve 'Dolma-Der' olarak insanların dolduruşa gelmemesi için çaba harcıyoruz."
Prof. Dr. Timur Gürgan'ın siyasetle ilgili bu yorumu, doğrusu hiç de yabana atılacak gibi değil.
Ne dersiniz, haklı değil mi?