Sonbaharda havaların aksine siyaset bir hayli ısınacak. Meclis açılıyor. 3 Ekim'de AB Müzakereleri başlıyor. Siyasi partilerde ise ciddi hareketlenmeler bekleniyor.
AK Parti ilçe kongrelerine, CHP ise olağan kurultaya hazırlanıyor.
Muhalefetin Anavatan kanadında ise bir başka gelişme dikkatle izleniyor. Acaba Anavatan Partisi grup kuracak mı? Aslında bir kısım kamuoyunun ve parti tabanının merakla beklediği bu sorunun cevabı alınmadan, Anavatan Partisi yeni ortaya çıkan iki farklı gelişmeyle sarsılıyor.
Önce ilk gelişmeyi anlatalım. Anavatan Partisi Malatya Milletvekili ve Teşkilat Başkanı Miraç Akdoğan geçtiğimiz hafta Ankara'da yayınlanan bir dergiye yaptığı açıklamada teşkilatların yeniden oluşturulmasında ' üç esasa uyulması' gerektiğini vurguluyor ve üçüncü maddeyi şu çarpıcı sözlerle tamamlıyordu: "Yüzde 30'u partiden ayrılmayıp, şimdiye kadar il ve ilçelerde görev alanlardan oluşacak. Ancak gerek Anavatan Partisi ve gerekse 28 Şubatçı'larla işbirliği yaparak devlete ve millete zarar veren Mesut Yılmaz'ın adamlarının sızmamasına dikkat edilecek. "
Akdoğan, bu açıklamasını nasıl savunur, yalanlar mı bilinmez ama bilinen şu; partinin her kademesinde bu açıklamanın sarsıntısı yaşanıyor.
Sarsıntının depreme dönüştüğü yer ise İstanbul.
Aslında İstanbul Anavatan Partisi'nde uzun süredir derin bir sessizlik hüküm sürüyordu.
Oysa o derin sessizlik döneminde bugünün ipuçları olabilecek ' öncü depremler' yaşanıyor ancak ' parti yara almasın' kaygısıyla susuluyordu.
Miraç Akdoğan'ın açıklaması bu nedenle ' derin sessizliği' şiddeti büyük depreme dönüştürdü.
İstanbul'un etkili isimlerinden biri, ' eski Anavatan' döneminden gelen 25 kişinin ' cebimizde istifa mektubu' bekliyoruz demelerini yaşanan bu depreme örnek gösteriyor.
Peki kamuoyunda ' ölü toprağı serpilmiş ANAP'ı ayağa kaldırarak ' Anavatan ruhunu' yeniden yaratan bir ekip nasıl oldu da kısa sürede bu noktaya geldi? Sorunun cevabını İstanbul'un etkili ismi şöyle veriyor: "İstanbul İl Başkanlığı'na Ümit Özerol'un atanmasından sonra her şey değişti. İstanbul'u birlikte yöneteceğimize, ilçe başkanlarını birlikte atayacağımıza, örgütü yeniden yapılandıracağımıza ortak karar aldık. Bir süre sonra ne olduğunu bilmediğimiz bir ilişki biçimi ortaya çıktı. Eski ekipler kapıların önünde bekletilmeye başlandı, dışlandı . Kapalı kapılar arkasında fiskoslarla yönetimler oluşturuldu. Bu uygulamanın Miraç Bey'in yaptığı açıklama ile paralel olduğunu düşünüyorum." Anavatan'ın etkili ismi, bu açıklamalarını somut gelişmelerle de destekliyor.
Teşkilâtlarda ciddi sıkıntı olduğunu, demoralizasyon yaşandığını, il yöneticisi Kutlu Kantüte, Avcılar ve Bağcılar ilçe başkanlarının istifa ettiğini belirtiyor ve şöyle diyor: "Taşralı zihniyetle Anavatan Partisi yeniden yapılandırılmaz" İstanbul teşkilatlarını yakından bilen etkili isim, yeni İl Başkanı Ümit Özerol'un ' Anavatan ruhu'na aykırı bir örgütlenme içinde olduğunu da şu sözlerle anlatıyor: "İşin kötü yanı Erkan Bey, AKP'den ayrılırken bir laf etti, bizi 'öteki'leştirdiler. Şu an İstanbul'da Anavatan Partisi içinde demokrat çağdaş insanlar 'öteki'leştiriliyor."
Anavatan Partisi'nde ' kırılma' yaratan bir başka tartışma da ' Kürt Sorunu .' Bu konuda parti içinde neler yaşandığını da yakından izleyip aktaracağız.