Çocukken annemizden, babamızdan, öğretmenden, büyüyünce ustadan, askerde komutandan, sokakta polisten hep şiddet gördük. Şiddet görenin şiddet uygulamaması mümkün mü? Şiddete karşı çıkarken bile tavrımızla şiddet uyguluyoruz. Söz Fato'da programını hatırlar mısınız?
Sinema oyuncusu Fatma Girik, ezilmiş kadınların hak savunuculuğunu yapıyordu.
Bir gün stüdyoda ağırladığı kadın, sürekli alkollü gelip, kendisini döven kocasını şikâyet etti.
Fato dayanamadı. "Kız, kalk gidelim senin eve" deyince, ertesi gün program, kadının gecekondusunun önünde başladı. Girik kapıyı çaldı. Ufak tefek bir adam kapıyı aralayınca, arkasına "Söz Fato'da" ekibinin desteğini aldığını düşünen kadın, "Sen misin beni döven!" diye, kocasına bir güzel dayak attı.

***
Korku, şiddeti tetikliyor.
Evde tek başına olan kadın, şiddete mecburen katlanıyor! Arkasında güç bulan kadını ise kimse tutamıyor. Buna en iyi örnek Perulu kadınlar. Başkent Lima'da bir mahallede kocasından sürekli dayak yiyen bir kadına yardım etmek isteyen komşu kadınlar, mahalleyi örgütülüyor. Her kadına bir düdük alıp, "Şiddeti duyan düdük çalsın" diyorlar.
Adam dayağa başladığı an mahalleyi düdük sesi sarıyor. Dayak atan adam utanıyor! Tedavi talep ediyor.
***
Ağabeyinin işlediği suç yüzünden çocuk yaşta çok ağır bir bedel ödeyen Pakistanlı Mukhtar Mai'nin hikâyesi unutulacak gibi mi? Ağabeyini cezalandırmak isteyen çete kaçırıp, tecavüz etti Mai'ye... Köy halkı intihar etmesini bekledi, Mai direndi. Ağır baskı görmesine rağmen davasını uluslararası arenaya taşıdı. Kazandı.
Aldığı tazminatla kendisi gibi tecavüz kurbanlarına destek olacak bir merkez kurdu. Kız cocuklarının eğitimine destek veren okullara imza attı. Mücadelesini anlatmak üzere ABD'ye davet edildiğinde, Pakistan Hükümeti, ülkeden çıkışını engelledi. Mai'ye ev hapsi verdi.
Uluslarararası kadın örgütleri ayağa kalktı, ev hapsi kaldırıldı. Merkezi hâlâ polis baskısı altında.
***
Türkiye'yi anlatmaya gerek var mı? Ayrı bir istatistik tutulmadığı için şiddet tablosunu net göremiyoruz. Çoğu suç faili meçhul, şikâyetler baskı yüzünden geri alınıyor.
Kadın ezildikçe kendini ezik hissediyor. Bu da şiddete maruz kalma dozunu artırıyor. Oysa kadının, psikolojisini güçlü kılacak yeni bir yaklaşıma ihtiyacı var.
Toplumsal duruş geliştirmek zorundayız.
Kaliteli demokrasi, kaliteli ekonomi, kaliteli sivil toplum ve iyi kurumsal denetim için toplumsal duruş şart!!!