Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİHA OKUR

Elektrikli otomobilde üs olabilir miyiz?

Ne afet organizasyon yönetimi yapabiliyoruz, ne de stratejik planlama! Bugüne kadar başımıza ne geldiyse ulusal politika oluşturamamaktan geldi.
Pek çok sektörde hâlâ plansız programsız üretim yapıyoruz. Bazı sektörlerimiz var ki dış ticaret açığında rekor üzerine rekor kırmaya devam ediyor. İhracatta başı çeken otomotiv ise bu yıl dış ticaret fazlası veremiyor. Sektör yılı 20 milyar dolar ihracat, 20 milyar dolar ithalatla kapatacak. Görünen o ki, cari açığı kapatacak bir etki yaratamayacak.
Nobel Ödüllü iktisatçı Paul Krugman'ın dediği gibi Avrupa'nın kovasında delik var. Euro ölümcül bir tuzağa dönüşüyor. Ürettiğimiz otomobilin yüzde 70'ini sattığımız Avrupa pazarı krizde çok mal çekemedi!..
Otomobil pazarı alarm veriyor. 2012 çetin geçecek. Bizden uyarması!..

***

Türkiye'de altı global marka var. Yerli küçük araç üretiyor. 13 çeşit binek otomobil yapıyor. Bunların ürettiği 13 yerli çeşit küçük aracın pazar payı bir türlü yüzde 30'u aşamıyor. Pazarın yüzde 70'i ithal ürünle kaplı. 500 çeşit otomobil pazarda kıran kırana yarışıyor. Türk halkı da ithal otomobil kullanmaya bayılıyor.
Acaba diyoruz "yerli marka" üretimi sektörü bu girdaptan kurtarır mı? Elbette marka yaratmak kolay değil ama ortada "yerli marka" üretecek bir global marka da yok! 1997'den beri otomobilde Türkiye'ye 3 milyar dolarlık bir yatırım gelmedi. Bir tek Ford gelmişti, 14 yıldır önce.
Demek ki otomotivde cazibe yaratamamışız. Ayrıca yerli yatırım için arazi seçimi, lojistikte yan sanayinin kümelendiği yerlerle entegrasyon önemli. Proje bazlı düşünmeliyiz. Buralarda yapılacak yerli üretimle pazardan daha çok pay alınabilir.
Gelin görün ki pek çok ülkede otomobilde üretim kapasitesi talepten fazla. Sizce böyle bir ortamda Türkiye ek talep yaratabilir mi?
***

Bugün Portekiz'in başkenti Lizbon'dayız. Elektrikli otomobil görücüye çıkacak. O yüzden vakit kaybetmiyoruz. Renault'nun Fluence&Kangoo Z.E Uluslararası Basın Organizasyonu öncesi tabloyu Oyak Renault Genel Müdürü İbrahim Aybar'a sorduk.
Dedi ki: "Otomotivde paradigma değişiyor. Açık pazardayız. AB ile entegre olduk. Yapacağımız tek şey var, o da fark yaratmak. Fark, ya teknolojiyle ya da fiyatta yaratılır. AB'nin çevre standartlarını uygulamak zorunda olduğumuz için fiyatları aşağı çekmemiz zor. Geriye bir tek teknolojide fark yaratmak kalıyor."
Renault'nun farkı Bursa'da üretilen elektrikli otomobil aralık başında piyasada.
Bu yıl 4 bin araç üretilecek.
Bunun 300'ü Türkiye'ye verildi.
Görünen o ki, elektrikli otomobilde Türkiye üs olabilir. Yerli marka yaratmak daha kolay. Çünkü elektrikli otomobil hem kendi pazarını yaratır. Hem de sektörün yenilenmesini sağlar. Türkiye'de 16 yaşını geçmiş, çevreyi kirleten 3 milyon otomobil var.
Eski otomobilleri yeni teknolojiyle uyumlu hale getirmek az iş mi?

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA