Bir süre önce Güney Rum Kesimi düğmeye bastı. "Doğu Akdeniz'de petrol arayacağım" dedi. Türkiye, haklı olarak itiraz etti. "Kıbrıs'ın statüsü belli değil. Kuzey Kıbrıs işin neresinde? Arama yapılacak alanlar kime ait?" diye sordu.
Açık denizlerde petrol aramak dünyadaki en sıkıntılı konulardan biri...
Sıkıntının ana kaynağı, uluslararası sularda kimin payı ne, bunun belli olmaması! Zaman zaman ABD ile Meksika da bu konuyla ilgili karşı karşıya geliyor. İşte şimdi biz de böyle bir sorun yaşıyoruz.
Ekonomik olarak Yunanistan'dan aldığı desteği kaybeden, AB'den fon alma şansı kalmayan, Rusya'dan 2.5 milyar euro borç isteyen G. Kıbrıs, krizden çıkış yolunu petrol ve doğalgaz aramada buldu.
Geçmişte İsrail'le petrol arama konusunda ortak projeler yapan G. Kıbrıs, ABD'li Noble Enerji ile anlaşma yaptı. Böylece Doğu Akdeniz'de petrol arama işi G. Kıbrıs ile Türkiye arasında yaşanan bir sorun olmaktan çıktı.
ABD'nin de dahil olduğu farklı bir soruna dönüşüverdi.
***
ABD vakit kaybeder mi?
İlk açıklama
Dışişleri Bakanı Clinton'dan geldi.
"ABD şirketinin petrol aramasıyla ilgili arkasındayız" dedi.
G. Kıbrıs AB'ye üye. AB fırsatı kaçırır mı? Türkiye'ye,
"Sakin olun" diye telkinde bulundu. Batık Yunanistan kontrollü iflası tartışmak şöyle dursun,"Kıbrıs'ın yanındayım" demeyi vazife bildi.
Peki, Doğu Akdeniz'deki petrol arama işi niye AB için bu kadar önemli?
AB'de işler iyi değil. Yeni enerji kaynaklarına, yeni pazarlara ihtiyaç var.
Çin ve
Hindistan gibi yeni pazarlar artık birliğe uzak... Bu ülkeler sanayilerini kurdu, bunun nimetlerinden yararlanıyor. AB'nin ise ürettiği malları bu pazarlara gönderme şansı yok.
Enerjisi ithal, işgücü maliyetli, hammaddeyi bile dışarıdan getiriyor. Üstüne üstlük AB'de daralma sürüyor, anormal işsizlik var. Umutsuzluk tavan yaptı. Üyeleri kırılma (!) bekliyor. Hepsi, Almanya'nın zordaki her ülkeyi kurtarmasını istiyor. Almanya'nın esneme hacmi
300-400 milyar euro. Daha fazlası yok!
Size hayal gibi gelebilir ama çok değil, beş yıl içinde AB'de
"Herkes kendi yoluna" denilecek. İşte ihracatımızın yarısını yaptığımız AB'deki sıkıntı bizi de sıkar. Türkiye buna hazır mı? Tartışmalıyız. İhracat pazarlarımızı çeşitlendirmek zorundayız.
Afrika önemli. Fransa Cumhurbaşkanı
Sarkozy ve İngiltere Başbakanı
Cameron, birdenbire Libya'ya sıçradı? Niye? Tek bir neden var, enerji!
Rol kapma savaşı sürüyor.
Türkiye, enerji arz güvenliğini ve çeşitliliğini sağlamadıkça huzuru olmaz.
O yüzden Doğu Akdeniz bizim için kritik.
Dünyanın en zengin petrol yatakları Doğu Akdeniz'de. Enerjide arz güvenliği diyen bir ülke, önce "yakın halkayı" güvence altına almak zorunda!..
Doğu Akdeniz'de hangi haklara sahibiz?
Kendimizi hangi argümanlarla savunacağız?
Mesele bu.