İki gündür ABD Büyükelçisi James Jeffrey'in İstanbul çıkarmasını izliyorum. Sonuçta bir gazeteci olarak izlediğim kişi sıradan biri değil. ABD'nin Türkiye'deki büyükelçisi. Attığı adım, söylediği her kelime önemli. Gelin görün ki, koca büyükelçi iki gün boyunca bol bol konuştu ama yazı yazmak için tek bir kelime bile etmedi.
Kendisini önce salı akşamı dinledim. Bu yıl 6'ncı kuruluş yıldönümünü kutlayan Amerikan Türk Şirketler Derneği'nin gala yemeğine katıldı.
Heyhat. Yazılacak bir şey yok. Hepimiz kesintisiz (!) bir saate yakın konuşan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'i dinledik.
Arkasından dün öğle yemeğinde Jeffrey ile bir araya geldik. Türk-Amerikan İş Konseyi Başkanı Haluk Dinçer'in ev sahipliğinde yemeğe katılan onca işadamıyla birlikte, "Acaba ne diyecek?" diye yine dikkat kesildik. Kolay mı? Türkiye dış politikada eksen değiştiriyor. Stratejik ortak bu durumu nasıl görüyor? Merak ettik.
O da ne? Jeffrey, "Bildiğiniz gibi iki ülke stratejik ortak, birlikte iş yapmalı" diyor.

***
Jeffrey'ın İstanbul çıkarmasından benim anladığım şu: Büyükelçinin uzmanlık alanı kamu diplomasisi. Halkla ilişkiler çalışmasında başarılı.
Galiba Türkiye'de ABD karşıtlığının tavan yaptığı bir dönemde 'klasik piar' çalışmasını ısrarla sürdürüyor.
Bazen Türkçe konuşup alkış topluyor. ABD büyükelçisi bu tavrıyla bizim Dışişleri Bakanlığı'na ders veriyor!
İsrail'le yaşanan 'Alçak koltuk' krizinde İbranice bilmediği için nasıl davranması gerektiğini kestiremeyen büyükelçimize bu davranışıyla yol gösteriyor. 'Diplomasi açılımına' kesinlikle ihtiyacımız var.
Jeffrey geçen yıl, "IMF-Türkiye ilişkisinde istendiği takdirde elimden geleni yaparım" demişti. Ben de salı akşamı kendisine "IMF için arabuluculuk işi ne oldu?" diye hatırlattım. Güldü, "Elimden geleni yaparım dedim ama hükümetiniz bir şey yapmıyor. Bu soruyu onlara sorun" dedi. Sustum.
Galiba bizim IMF yolculuğu ABD'yi de sıkmış!!!