Baştan uyaralım. Sakın, Akdeniz Birliği ile Arap sokağının en önemli enstrümanı haline gelmesi planlanan Doğu Akdeniz Serbest Ticaret Bölgesi olayını karıştırmayalım!..
Fransa Akdeniz Birliği'ni diline doladı.
Bizim üzerinde çalıştığımız Doğu Akdeniz Serbest Ticaret Bölgesi tamamen farklı. Suriye, Lübnan, Ürdün ve gelecekte Irak'ı içine alacak bir çalışma.
Konuyu, pazartesi akşamı, Dünya Odalar Federasyonu Başkanı ve Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) Yönetim Kurulu üyesi Rona Yırcalı'nın verdiği akşam yemeğinde aynı masada oturduğum Türk-Lübnan İş Konseyi Başkanı Mehmet Habbab'la enine boyuna konuştum.
Habbab, birkaç saat sonra resmi bir temas için Ankara'da bulunan ve İstanbul'a gelecek olan Lübnan Başbakanı Hariri'yi Atatürk Havalimanı'nda karşılamaya gidecekti. Anlattı:
Türk Telekom ve Avea'nın da patronu olan Hariri'nin geliri, Lübnan devletinin gelirinden fazla olduğu için yurtdışı seyahatlerde devletten bir kuruş almıyor, işadamlarını kendi özel uçaklarıyla gezdiriyormuş!
Darısı bizim başımıza!..
Malum, Lübnan'a vize kalktı, iki ülke arasında 900 milyon doları bulan dış ticaret hacminin kısa sürede 2 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor. Turizmde ortak bir tur şirketi kurulması için ön görüşme yapılmış. O yüzden Lübnan "Doğu Akdeniz Serbest Ticaret Bölgesi" projesine asıldıkça asılıyor. Elektrik üretimi, su ve altyapı yatırımları konusunda Türkiye'den yatırım bekliyor.