İngiltere'nin en önemli devlet adamlarından biri olan Winston Churchill, "Ebedi ve ezeli dost düşman olmaz!"demiş. Bizde de, "Eski dost düşman olmaz" denir. Kuşkusuz içinde bulunduğumuz coğrafyada dostu da düşmanı da belirleyen olgu ülkelerin güvenlik parametreleri. Çok değil, geçen yüzyılda komşumuz Rusya ile ilişkilerimiz hiç içaçıcı değildi...
Oysa şimdi Rusya yeni işbirliği ortağımız, bizim için önemli bir ülke. Enerjide ana tedarikçimiz. 51 milyar metreküp doğalgaz kontratımız var. Bunun 30 milyar metreküplük kısmını Rusya ile yaptık. Kullandığımız doğalgazın vanası Rusya'nın elinde.
***
Başbakan Erdoğan geçen ağustos ayında yapılan karşılıklı iyiniyet protokolüne bağlı olarak bugün bir günlüğüne Rusya'ya gidiyor. Kolunun altındaki çanta tıka basa dolu. Tam bu noktada hatırlatmakta yarar var. Türkiye olarak
Nabucco'yu çoktan unuttuk!. Rusya ile görüşmelerde işleyen
'Güney Akım'ı bir yana bırakırsak
Mavi Akım üzerinde durulacak.
Ancak asıl gündem Botaş ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın yıllardır görüşmelerine rağmen çözmekte güçlük çektikleri ve iki ülke arasında bir türlü aşılamayan
"Al ya da öde!" konusu olacak.
Çünkü öyle bir anlaşma yapmışız ki, kriz mırız vız geliyor! Rusya'dan sürekli doğalgaz alıyoruz. Fiyatta esneklik yok.
İşte şimdi hem fiyatta esneklik, hem de fazla doğalgazın ihracı için izin istiyoruz.
***
Ayrıca gündemde ihalesini yargının iptal ettiği
"Nükleer santral" işi var. Görünen o ki, Rusya ile Türkiye, nükleerde,
"Hükümetlerarası İşbirliği Anlaşması" yapacak, nükleerde kamu ihalesi devre dışı kalacak.
Enerjide sağlam arz temini için uğraşıyorken, para kazanmak için kırk takla atıyoruz. Eğer,
Rusya ile
Ukrayna kavgaya devam eder, Ukrayna'da da işler daha kötüye giderse,
aracılık faaliyeti bizim üzerimizde kalabilir. Oysa biz, hem
Ortadoğu, hem de
Asya'nın enerjisini taşımaya talibiz!
Bilmiyorum, bu iş nasıl olacak?
***
Rusya, iyi bir satranç oyuncusu...
Gaz oyununu iyi yönetiyor...
Diyor ki: "Benim malım üzerinden kimse ticaret yapamaz!" Tıpkı bize geçen yılın ortasında,
"Reesport yapmak için bizden izin alacaksınız" diyerek tavır koyması gibi pek çok ülkeye tavır koyuyor.
Ayrıca kimseye enerjide komisyoncu olma izni vermiyor.
"Parayı veren düdüğü çalar" deyip
"Eğer benim malımı nakledecekseniz siz de hakkınızı alırsınız!" mesajını iletiyor.
Ancak Rusya kendi içindeki krizi bir türlü aşamıyor. Ülkede işsizlik oranı
yüzde 8. Enflasyon
yüzde 10.
2009'da Rusya'nın ihracat ve ithalatı bir önceki yıla göre
yüzde 42 düşmüş.
Enerji devi Gazprom'un geliri bile geçen yılın altı ayında bir önceki yıla göre
yüzde 36 gerilemiş. Kriz, Rusya'nın enerjide çeşitlenmeye ihtiyaç duyduğunun en iyi örneği.
Gaz oyununu bilmeyen ve Rusya'dan
enerji komisyonculuğu için
vize isteyen Türkiye, acaba şeytanın bacağını kırabilir mi? Meraktayım doğrusu...