Onlara milliyetçi-muhafazakâr deniliyor. Çoğu varoşlardan çıkmış. Ümraniye, Yenibosna, Laleli ve Merter'e yerleşmiş küçük ve orta boy sermayeyi temsil ediyorlar.
Jöleli saçları, 'laptop'larıyla mübarekler 'yuppie' kopyası
İhracat yapıyorlar, dünyayı izliyorlar.
Kıt sermayeleriyle iş bitirmeye uğraşan bu küçük ve orta boy işletmeler, yani KOBİ'ler kabuk değiştirmeye çalışıyorlar. Varoşlardan çıkan KOBİ patronlarının bir kısmı 1990'lı yılların 'İslamcı' işadamları. Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği'nde örgütlenmişler. Bir bölümü ise 'Anadolu Aslanı' sıtafıyla Anadolu'dan İstanbul'a göç edip, sınıf atlamış.
Artık çoğu İstanbul Ticaret Odası (İTO) üyesi.
125 yıllık bir geçmişe sahip İTO, yıllardır siyasetin göbeğinde oturuyor. 2002 seçimleri hariç merkez sağa yığınla politikacı yollamış, parti içi dengeleri etkilemiş. Aktardığı kaynak ve 302 bin üyesiyle, 1 milyon üyeli Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin de en önemli üyesi.
Taban değişiyor
Kim ne derse desin İTO, politikacılar için 'gizli bahçe'...
Bu 'gizli bahçe'de şimdi kıran kırana rekabet var. Bir yanda sermaye pastasından pay almaya çalışan milliyetçi-muhafazakâr üyeler, diğer yanda yıllardır İTO'nun 'Creame de la Creama'sıyız' diye dolaşan liberaller...
Muhafazakârlar siyasette etkin olmak istiyor. Ve, "1990 öncesi nasıl ki, liberal kardeşlerimiz devlet desteğiyle hazır giyim ve konfeksiyonda markalaştı; biz de markalaşmak istiyoruz'' diyorlar.
Ağırlıklı olarak AK Parti çatısı altında politika yapıyorlar.
Sözün özü, İTO'da taban değişiyor.
Rota şaşmış, kavga büyüyor.
İTO'nun merkez sağı temsil eden liberal kanadı suskun, kaygılı.
Zaten çoğu üye Başbakan Erdoğan'ı İTO'daki mecliste dinlemeye bile gelmemiş! Liberaller, eski başkan Yalım Erez'i harekete geçirmeye çalışıyorlar.
Tarikat hesaplaşması
Şimdiden 2007 yılındaki seçim sonrası için hazırlık yapıyorlar.
İddiaları şu:
"Biz de yalakalık yaptık, ama bu kadar yalakalık yapmadık. Oda, Oda olmaktan çıktı. Eğer, AK Parti seçimlerde oy kaybederse, bu yönetimi kimse burada tutamaz!''
Açıkçası bardağı taşıran son olay DYP'li bildikleri İTO Meclis Başkanı Muharrem Keçeli'nin açıktan açığa "AK Parti'ye oy vereceğim" diye konuşması ve İTO'yu ziyaret eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a "Cumhurbaşkanlığı size yakışır" demesi.
Açıkçası İTO'da cadı kazanı kaynıyor.
TOBB, perde arkasına çekilmiş, gelişmeleri izliyor. AK Parti ise pek çok odanın desteğini arkasına almanın rahatlığıyla dolaşıyor.
Ancak iki oda var ki, sempatik bulunmuyor: Biri, Ankara Ticaret Odası (ATO), diğeri ise İstanbul Sanayi Odası (İSO). ATO Başkanı Sinan Aygün'ün çıkışları, liberal İTO üyelerini bile etkiliyor.
İTO tabanı, 'IMF ve AB çıpası biter' diye korkuyor.
Üstelik çok başka bir korku daha var. O da üç tarikatın İTO'daki hesaplaşması.
2007 çok heyecanlı geçecek...