Arkadaş olmak kolay değil. İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi, 2005 yılında arkadaşı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı tam 3 kere ziyaret etti.
Görünen o ki; ziyaretler, 2006'da daha da sıklaşacak. Sinyali İtalya'nın Türkiye Büyükelçisi Carlo Marsili verdi.
Sonuçta Türkiye-İtalya ilişkilerinin köklü bir geçmişi var.
Türkiye'siz olmaz
İstanbul'daki İtalyan Ticaret Odası 150 yıldır faaliyet gösteriyor. Türkiye'de doğrudan iş yapan İtalyan şirketlerinin sayısı 400'ü aşıyor. 2005 yılında iki ülke arasındaki ticaret hacmi 13.2 milyar dolara ulaştı.
Ve İtalya, hangi hükümet gelirse gelsin değişmeyecek Türkiye politikasının çerçevesini çizdi;
"Gerçek bir AB Türkiye'siz olmaz."
O yüzden karikatür krizi, Trabzon'da papazın öldürülmesi olayı İtalyan hükümeti tarafından çok dikkatli izlendi.
Bu dikkat ve özen herşeye damgasını vuruyor.
Türk-İtalyan diplomatik ilişkilerinin 150. yılı nedeniyle Büyükelçi Marsili için hazırlanan 6 sayfalık konuşma metni de tam 3 kere İtalya Dışişleri Bakanlığı'na gitmiş.
Her kelime özenle seçilmiş.
Ortak akıl
İtalya, Türkiye için model bir ülke. Özellikle de tekstil ve konfeksiyonda. Çin kasırgasının dünyayı sardığı bir dönemde İtalya, bize nasıl model olabilir? Tasarım ve markalaşma yolculuğuyla elbette.
Peki, Türkiye tekstil ve konfeksiyonda yaşadığı sıkıntıyı nasıl aşacak? A'dan Z'ye yapısal dönüşümü sağlayacak. Ortak akıl yaratacak. Gelin görün ki, Türk insanı farklı, biraraya gelemiyor, birlikte hareket edemiyor.
Biraraya gelince de ortalık birbirine giriyor.
Nasıl mı?
Hayali ihracat
Geçen hafta Başbakanlık'ta yapılan tekstil ve konfeksiyon zirvesinde Başbakan Erdoğan'ın önünde başlayan "naylon fatura, ha yali ihracat" tartışması ilginç değil mi? Sektör takkeyi düşürmüş, keli açık açık anlatıyor.
Diyeceksiniz ki; koskoca Başbakan'ın önünde "naylon fatura" diye konuşmanın nedeni ne?
Çok basit.
İplik sektöründeki iktidar ve güç kavgası İplik deyip geçmemek lazım. Bir zamanlar iplik kralı Nesim Malki'ydi...
Anlatabildik mi acaba? Ankara'da toplanıp TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu'nun öncülüğünde Başbakanlığa giden sektör temsilcileri, girdi maliyetleri, istihdam üzerindeki yükler ve iplikte KDV'nin 18'den 8'e çekilmesi çerçevesi üzerinde uzlaşıyorlar.
Kur ana konu. Başbakan Erdoğan, "Beyler anlatın" diye mikrofonu uzatınca heyet darmadağın oluyor, ortak politika rafa kalkıyor. Mikrofonu kapan Başbakan'ın karşısında olduğunu unutup birbirine saldırıyor.
Toplantıya katılan sentetik iplik pazarının en büyüklerinden Ahmet Nazif Zorlu ile pamuk ipliğinin en büyük üreticisi Abdulkadir Konukoğlu sessizce tartışmaları izliyor.
Tartışmanın özü, iplikte KDV indirimi ithalatın önünü açar, servet transferine neden olur, istihdam sorunu çözülmez, girdi maliyetleri düşmez.
Türkiye, İtalya modeliyle örtüşmez....
