Vergisini düzgün ödeyeni bir şekilde ayrıştırmak gerekiyordu. Maliye Bakanı'na göre bunu başaracağız. Sonuçta "af, uzatma, yeniden yapılandırma" gibi yığınca yöntemle vergisini ödemeyeni ödüllendiren fakat zamanında ödeyeni "enayi" yerine koyan bir yapıdan söz ediyoruz.
Henüz tasarı aşamasındaki uygulamanın detayına bakıyoruz; "teminatsız, incelemesiz, yeminli mali müşavir raporu aranmaksızın..." gibi bürokratik kolaylıklar geliyor.
"Uyumlu Mükellef" tanımı getiriliyor ve denetim gibi bazı bürokratik adımlardan "muafiyet" söz konusu olabilecek. Tecil faizi, makul süre, makul tutar, borcun vadesini uzatabilme ve diğerleri...
Bunları ben "gerekli" bulmakla birlikte "yeterli" görmüyorum. Neticede vergi borcunu devlete zamanında, tam olarak ödeyeni, "aksatandan" açık ara ayrıştıracak tedbir de şart.
Açık ara ayrıştırma, aksatmayana özel vergi oranından, "uyumlu mükellef indirimine" dek pek çok "maddi" boyutla olabilir.
Biliyorum ki Maliye'nin teşvik tedbiri peşinde koşarken gelir kaybına da tahammülü yoktur.
Fakat şu bir gerçek; "son ödeme tarihine" çok az sayıda "uyumlu mükellef" riayet eder. Büyük çoğunluk, "uzatmayı" bekler. Hatta uzatmada da ödemeyip içinden af çıkacak "torba yasa" umuduna kapılır.
Böyle davrananların "ilave inceleme" dahil "caydırıcı tedbirler" kadar, zamanında ödeyenlere göre yükleneceği "ek külfeti" bariz bir şekilde hissetmeleri gerekir.
Bu arada Maliye'nin uyumlu mükellef için yeşil pasaport önerisini benimsiyorum ve unutmuş değilim. Hatta bu süreçte 70 bin ihracatçının da "yeşil çözüm" ile vize zulmünden kurtarılması gereğini bir kez daha yineliyorum.
Bakan Şimşek'in uyumlu mükellefin "enayi vergisi" ödememesi için aksatan, uzatan, af kollayanlardan ayrışması yönündeki gayretini destekliyorum.