Önce Gezi gerginliği, ardından 17 Aralık... Derken mega projelere doğrudan saldırı. Akabinde dövizi çıldırtıp Merkez'e 5.5 puan faiz zıplatma operasyonu... Kırılgan Beşli deyip cari açık üzerinden vurma gayreti, not düşürme girişimleri, itibarsızlaştırma söylemleri... Halkbank'ı infaz girişimi de cabası...
Sağanak altında dayanıklılık testinde gördük ki ekonomi teknesi batmıyor, batmayacak. Ancak "batacak" algısını yönetenlerin de vazgeçmediği ortada... Hemen her hafta yeni hamle tasarımı söz konusu...
Siyaset üzerinden istikrarsızlık üretip, deli gömleği giydirilecek ekonomi ile sandığı etkileme oyunu, bugün için daha net görünüyor gözümüze... Bu da bizi "iyi ki 17 Aralık operasyonu oldu" sonucuna götürüyor. Bu sayede zaaflarımız kadar gücümüzü de sınamış olduk.
Görülen, ekonomiye giydirilmeye çalışılan deli gömleğinin düğmelerinin teker teker patladığıdır.
Cari açık "beklentinin" altında... Sanayi üretimi "beklentinin" üstünde... Hele ki seçim sürecinde mali disiplini bozma gayreti işe yaramayınca bütçe de "beklentinin" aksine fazla vermiş...
Aslında oturduğu sırça köşkten makroekonomi dürbünüyle görebildikleri bu kadar... Oysa sahaya baksalar, deli gömleğini ekonomiye giydirseler dahi düğmeli kalmayacağını anlayabilirlerdi. 1 milyon 600 bin esnaf, 1 milyon 300 bin işletme, cari açık savaşçısı diye adlandırdığım 59 bin ihracatçı... Durgunluğun pençesindeki AB'ye dahi satışını artıran Türkiye... Afrika'dan Japonya'ya eksenini çeşitlendirenlerimiz...
Kayıp yıllar 90'larda tek kurşunla devrilen ekonomi şükür ki dönüşmüş... "Son 2 krizin 8'ini bilene" ekonomist diyenlerin "deli gömleği" biçerken ölçüyü alamadıkları aşikâr. Ancak kendi boyunun ölçüsünü yakında alacakları da kesin...