İşini hakkıyla yapanları özenle ayrı tutarak diyebilirim ki bilirkişiyi güçlüden yana bilirim. Hele ki davalın kadı ise vay haline misali, bankayla başınız dertteyken, bilirkişisi de sizden yana olmuyor genelde...
Nedir şu bilirkişi? Hâkim veya savcının hukuki bilgisi dışında, çözümü uzmanlık, özel veya teknik bilgi gerektiren durumlarda başvurulan, o konunun uzmanı kişilere hukuk dilinde bilirkişi deniliyor.
Bilirkişiler konunun uzmanı şahıslar olabileceği gibi, o konu ile ilgili kurumlar da olabiliyor. Misal Adli Tıp Kurumu kendi konusunda en önemli bilirkişilik kurumudur. Sahte para konusundaki davalarda Merkez Bankası bilirkişilik kurumudur.
İşini bilirkişi derken, vicdanı ile bilgisi arasındaki bağ zayıflamış olanları kast ediyoruz. Bina, inşaat, bilişim gibi teknik konularda hâkimin karar sürecini berraklaştırmak için başvurduğu bu kurum, acaba ne kadar sağlıklı işliyor?
Bilgi ve uzmanlığıyla mahkemelerden iş almak, yadırganacak bir durum değildir. Aksine adalete hizmet ediliyor. Ancak sorun, bilirkişi diye kendini yargı sistemine kaydettirenlerin, etkiledikleri kararlarda sorumluluk taşımamasıdır.
Kişiyi nasıl bilirdiniz? Eski bankacı... O halde bilirkişilik sürecinde, bankalardan iş alabilmesi için sizden yana bilgi ve uzmanlık serdetmesini nasıl bekleyebiliriz? Bana göre bilirkişilik kurumu, yeniden gözden geçirilmeli ve belki de bir üst kurul ile denetlenmelidir.
Bilgisini vicdan süzgecinden geçirip adalet terazisine koyan bilirkişilerin önünde saygıyla eğilirim. Ancak aldığı paraya göre bilgisini çarpıtıp adalet terazisinin pelesengini bozanlar karşısında, elimi şapkama dahi götürmem.