Reel faiz, enflasyon etkisi çıkarıldıktan sonra geriye kalanın adı. Pratikteki karşılığı, faizin enflasyona eşitlenmesi... Şimdi soru şu: Sıfır reel faiz mümkün mü? Tabii ki mümkün. En azından şu anda dünyada, bırakın sıfır reel faizi, negatif reel faiz söz konusu. Bunun anlamı; pek çok ülkede enflasyonun, faizi silip süpürmek bir yana ana parayı dahi erittiğidir.
Geçen yıl bizde reel faiz aylarca sıfırlanmıştı. Bugün Başbakan'ın gündeme getirdiği haliyle; "faiz ABD'de, Japonya'da %0.25 düzeyinde. Neden Türkiye'de bu düzeyde olmasın."
Ancak sorun, sıfır reel faizin sürdürülebilirliğidir.
Sanayici reel sıfır faizi sever. Neticede paranın reel ekonomiye akması için doğal cazibe oluşur. Paradan para kazanmanın zorlaşacağı bu ortamda sıcak para lobilerinin feryadı figanı yükselir. Reel faizlerin sıfırlanmasını, yasa ile değil piyasa ile sağlayabilirsiniz. Temel eleştiri; "yabancı yatırımların kaçması" yönünde. Fakat giden, yabancı sermaye değil, yalancı sermaye olur. Zira para, reel ekonomi kanallarına yönelmek zorunda kalır. Kaygıların aksine, doğrudan yabancı sermaye girişi artar.
Düne kadar 1 milyon $'a ayda 50 bin $ ödeyecek ortam sunan sıcak para, soğumakla kalmaz, spekülatif kazançları da eritir.
Reel faizin "mutlak sıfır" olmasa bile ABD ve Japonya'daki gibi makul düzeye indirilmesini piyasa koşulları belirleyecek. Burada aslolan; piyasa koşullarını "paradan para kazanmak" yerine, "reel ekonomi çarklarına" akort edebilmektir. Siyasi iradenin hedefi ve Merkez Bankası'nın misyonu da zaten bu noktada belirginleşiyor.