Yatırımını da eksenini de Irak'a kaydıranlara bakıyoruz; genelde Erbil, Kerkük ve biraz da Basra'da öbekleniyorlar.
Bölgesel aktörlerimiz, Irak'ın ekonomik atılımında "akıncılar" halini almış.
750 Türk şirketi, sınır ticareti derken; 5 milyar $'ı aşan ticaret hacmi...
Bir sonraki aşamada, Irak'ın istikrarlılaşma sürecine paralel, büyükler devreye girecek.
Büyük oyuncuların hedefi ise ülkenin güney bölgeleri... Bağdat; tarih sahnesinde daima benzer "zenginlik arayışlarının" şaşmaz mekânı olagelmiş bir dünya başkenti...
Irak'ın kalkınma sürecinin yaratacağı yeni zenginlik alanları, bu açıdan son derece dikkatli incelenmeli.
Önceki gün vefat eden Holbrooke'un mimarı olduğu Dayton Antlaşması ardından Bosna'nın yeniden inşası sürecinde, bizim şirketler ABD ve AB firmalarının 2'nci veya 3'üncü taşeronu olabildi.
Aradan geçen sürede, bölgesel oyuncu olma iddiasındaki firmalarımız, şükür ki daha akıllı adımlar atmayı öğrendi. Fakat dikkati hâlâ iç pazara veya alışageldiği Batı'ya kilitlenmişlerin, Irak'ı yeterince iyi okuyamadığını görüyoruz. Bugün 750 akıncı girişimcinin açtığı yolun sonunda; yeni zenginlik dönemine hazırlanan Bağdat var.
Bağdat Yolu; bu gerçeği bugünden okuyabilen, Irak'ın doğal kaynaklarını, bu ülkenin yerel kabiliyetleriyle örtüştürecek kadar akıllı olanlarımızı bekliyor.