Belirsizliğin giderek "tek belirleyici" olduğu dünyada, "işi sürekli kılmak", yeni bir uğraş alanı haline gelmeye başladı.
Hele ki 11 Eylül saldırısı ardından terörizmin yükselmesi, küresel ısınma ve bitip tükenmeyen yönetim krizleri iş sürekliliğini gündemimize soktu.
Önceleri Felaket Planlaması olarak anılıyordu. Daha sonra işi sürekli hale getirmenin, ille de bir felakete endekslenmesinin dar bir tanım olduğu görüldü.
İş sürekliliği, bir kurumun veya işletmenin, her hal ve şartta, değişen veya gelişen dış etkenlere hazırlıklı olmasını anlatıyor.
Kısaca, başınıza ne gelirse gelsin, işiniz devam etmeli.
Ancak sorun, işi sürekli kılmak için neyi ne zaman ve ne kadar önceleyeceğiniz noktasında düğümleniyor.
İş Sürekliliği Stratejileri ve Felaket Planlamasının henüz yeterince önemsenmediğini biliyoruz.
İşi sürekli kılma noktasında yapılan bir araştırmayı hatırlıyorum. Pek çok kurumun hazırlığı yok ve firmaların üçte biri böyle bir kavramı duymamış bile.
Fakat bir kriz anında kaybedeceklerinin değeri fazla olan sektörlerde bu farkındalık daha yüksek.
Geleceğine yatırım yapma bilinci gelişmiş vizyoner yöneticiler ise bu alanda yatırım yapmaya bile başlamış.
İş sürekliliği neden önemli?
Ve bu sorunu kime adreslemeliyiz?
Görünen o ki bu sorunun adresi, bizzat işin sahibi . Kaldı ki işin sahibine rağmen onun işini sürekli kılmayı başaramazsınız.
Peki işin sahibinin bir kaygı taşımamasının altında ne yatıyor?
Bu soruya verilen cevaplar, "felaketten öğrenen kaderci yapıların" buna en önemli gerekçe oluşturduğu yönünde.
İş sürekliliği şu sıralar, bilgisayarların hükmettiği iş süreçlerine odaklandığından, oluşan verinin korunması yönünde bir önceliğe sahip gibi görünüyor. Tepe yönetimlerinin, işini kaybetme durumunda başına gelecekleri önceden hesaplaması ve bu alanda tedbir alması, akla yakın görünüyor. Ancak bir Arap atasözünün dediği gibi, "gözyaşı dökülmeden büyük işler başarılamaz" gerçeği de tarihsel süreçte karşımıza çıkıyor.
İşini sürekli kılmak, her iş sahibinin kaygısı ve önceliği olmalı.
Devlet hizmetleri kadar, ülkenin küredeki güç payandaları olan şirketlerimizin de "işi sürekli kılmak" için "felaket ve krizlerden önce" tedbir geliştirmesi şart.