Tarımsal üretimde kullanılan kimyasalların (ilaç, gübre gibi) olumsuz etkilerinin insan ve toplum sağlığı üzerindeki zararları giderek artıyor.
Bu olgu, tüm bu olumsuz etkilerin ortadan kaldırılması amacıyla kimyasal gübre ve tarımsal savaş ilaçlarının hiç ya da mümkün olduğu kadar az kullanılması, bunların yerini aynı görevi yapan organik gübre ve biyolojik savaş yöntemlerinin alması temeline dayanan Ekolojik Tarım Sistemi'ni geliştirmiş bulunuyor.
Organik tarım, ekolojik sistemde hatalı uygulamalar sonucu kaybolan doğal dengeyi yeniden kurmaya yönelik, insana ve çevreye dost üretim sistemlerini içeriyor.
Esas olarak organik tarım, sentetik kimyasal tarım ilaçları, hormonlar ve mineral gübrelerin kullanımını yasaklaması yanında, organik ve yeşil gübreleme, münavebe, toprağın muhafazasını tavsiye ediyor.
Bitkinin direncini artırma, doğal düşmanlardan faydalanmayı savunuyor.
Aynı zamanda üretimde sadece miktar artışının değil bunun yanı sıra ürün kalitesinin de yükselmesini amaçlayan alternatif bir üretimi anlatıyor.
Dünyada organik tarım, daha şimdiden 50 milyar dolarlık bir pazar haline gelmiş durumda.
Türkiye ise bu alanda, henüz 50 milyon dolarlık bir pay sahibi.
Oysa dünyanın pek çok ülkesine göre organik tarıma uygun bir coğrafya, su, iklim ve bitki örtüsüne sahip bulunuyoruz.
Bir bakıma darı ambarı üzerinde açlıktan ölen tavuk misali, kendi zenginliğimizi henüz fark etmiş değiliz.
Ama bunu fark edenlerimiz yine de var. Dünyadaki artan taleple birlikte bu farklı tarım, Türkiye için yeni bir zenginlik alanı oluşturacak düzeyde.
Ancak bu konuda gerek ziraat fakültelerimiz ve gerekse DPT'nin çalışmaları, müteşebbisleri bu alana yönlendirecek seviyeye gelmiş değil.
Bir karış toprak için binlerce şehit veren bizler, her yıl Eskişehir kadar toprağını erozyona kaptırmaya engel olmak için özen göstermeyince, bu toprağın sunduğu zenginlikleri de fark etmesi zor görünüyor.
Temennim, bu alanda öncülük yapan insanların, seslerini ve başarılarını daha gür duyurmalarıdır. Birkaç iyi örnek ile Türkiye, sandığımızdan daha da hızlı bu alanda kendine müstesna bir yer edinebilir.
Aklımızdan ziyade gözümüzle düşündüğümüzden organik tarımda birkaç iyi örnek oluşturmamız şart.