Elimde bir araştırma var. İsviçreli denetim devi KPMG yapmış. Türkiye'nin de aralarında bulunduğu ülkeleri kapsayan araştırma, " Bir Suiistimalcinin Profili " adını taşıyor.
Teori bize suiistimalci için 3 temel faktör sunuyor; Fırsat (kontrol zayıflığı ve suiistimale uygun ortam), güdü (açgözlülük veya ihtiras) ve rasyonalizasyon (hırsızlığı kendine hak görmek).
Ancak biz teoriyle değil, bu suiistimalcinin profiliyle ilgileneceğiz. İşte bazı tespitler:
Genelde 36-70 yaşlarında. 2-5 yıl kıdeme sahip, %85'i erkek . Daha ziyade finans (%36) veya satışta (%32) çalışır. %14'ü personel, %26'sı orta kademe, %49'u üst düzey yönetici ve %11'i yönetim kurulu üyesi. Her 10'undan 1'i CEO . %9'u da s atınalmacı . %2'si şirketin avukatı. Üçte ikisi açgözlülükten bu işlere bulaşmış.
Zimmete para geçirmek, en yaygın davranışı. Yüzde 85'i ulusal seviyede yolsuzluk yapmış.
Profil başına ortalama 1 milyon Euro zarar vermiş. Çoğu kez yanında kâr kalmış. Ancak %16'sından çaldığı geri alınabilmiş.
Üçte 2'si, 3'üncü yılında fark edilebilmiş.
Ve şaşırtıcı bir netice; suiistimal, bağımlılık yapıyor. Yüzde 91'i bu işi birden fazla kez yapmış. Yolsuzlukları fark etmek kolay değil; zira ilk eylemden itibaren 15 yıl arasında ortaya çıkan vaka oranı %67.
Sebeplere gelince; %49 zayıf iç kontrol, %15 işbirliği, %36 ise kontrol edenlerin kontrol edilmeyişi.
Eskilerin bir sözü vardır; "et kokarsa tuz koyarlar, tuz kokarsa ne koyarlar" diye.
Bana ilginç ve tanıdık gelen şu; önceden şüphe duyulmuş ama harekete geçilmemişlik oranı %21. İtiraf %2 ile en sonda. Şikayet, tesadüf, kontrol ve yönetim incelemesi sonucu yakayı ele veren suiistimalciyi asıl çökerten ise şirket içi muhbirler olmuş.
Ve son vurucu tespit; yolsuzlukların % 8'i borç ödemesiyle kapatılmış, % 21'i de disiplin cezasıyla geçiştirilmiş. Hele ki %2'ye hiçbir yaptırım yapılmamış.
Yolsuzluk yorgunu Türkiye, bu profilin ne kadarına uygundur bilinmez ama görünen şudur; yolsuzluk, usulsüzlük yalnızca kamunun değil, özel sektörün de kurumların da başına bela olmaktadır.
Çaresi de kontrol ve denetimler kadar, suiistimalciye fırsat tanımayan daha şeffaf, hesap verebilir, yönetişim ilkelerine sadık yapılar oluşturmaktan geçiyor.