Dünyanın 18'inci büyük ekonomisi Türkiye'nin, rekabet gücü sıralamasında 53'üncü sırada olması, kabul edilebilir bir durum mudur?
Ya da farklı bir yönüyle sorguladığımızda, " ilk 20'ler içindeki " bir ülkenin bilgi toplumu kriterlerinde " ilk 60'ta olması ", bize neler anlatır?
400 milyar dolarlık milli geliri, 2001'den bu yana sürekli artırma becerisiyle Türkiye, öncesindeki " taşikardi hastasının " inişli çıkışlı kardiyo grafiğini de bir kenara bırakmış gibi görünüyor.
Nitekim bunun sonucu rekabet gücü endeksinde son 1 yılda 6 basamak atlayıp 53'üncü sıraya tırmanmışız. Fakat daha tırmanacak onlarca basamak var ve biliyoruz ki bunu biz yapmaz isek, bizim yerimize hiç kimse yapmayacaktır.
Bir yandan AB uyum sürecindeki ekonomiyi bekleyen gündem, öte yandan artık kabına sığamayan KOBİ'lerimizin büyüme sancıları ve tüm bunların bileşkesinde; çıtayı her geçen gün yükselten; küresel rekabet!..
Şükür ki bu rekabeti fark etme yönünde ferasetimizi gösterebildik. Her ne kadar " kriz goygoycuları " ortalıkta cirit atsa da " ağlaya ağlaya zengin olan " bu kesimin karamsar tabloları, eskisi kadar itibar görmüyor.
Küresel rekabetin ortaya koyduğu oyunun yeni kurallarına uyum zorunluluğu, işte bu köhnemiş yapıları çatırdatan zihin depremlerini oluşturuyor.
Dünün yerel rekabet aktörü nün ajandasında; "kapatılacak ucuz kredi, ayarlanacak birkaç bürokrat, kaçırılacak makul oranda vergi, piyasadan silinecek rakipler" vardı.
Bugünün küresel rekabet aktörü nün ajandası biraz daha farklı; "stratejik ortaklıklar, küresel işbirlikleri, Çin faktörü, aile şirketinden kurumsallaşmaya geçiş, üçlü raporlama, insan kaynağı, müşteri değeri..."
Yeni Türk Girişimcisi, zaten yeterince baş belası olan bu yeni kavramlarla savaşmıyor; fakat aynı zamanda eski değer yaratmayan kültürün aktörleriyle de mücadele ediyor.
45 trilyon (45 bin milyar) dolarlık dünya geliri içinde yüzde 1 dahi etmeyen 400 milyar dolarlık milli gelirle yetinebileceğimizi mi sanıyorsunuz? Ben yetinmem...
Başbakan'ın sıkça söylediği gibi " daha yapacak çok şey var " ise daha rekabetçi bir Türkiye için de daha yazacak çok şey var .
Ben de Sabah'ta Türkiye gündemine, yeni iş yapma kültürüne, rekabetin bu yeni yüzü açısından bakacağım.