Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Zoraki aday çatıdaki aday halkın adayı

Soma faciası nedeni ile bir süre askıya alınan siyasi gündem yeniden kıpırdanmaya başladı. 1 Haziran'da, 2 il (Yalova ve Ağrı) 5 ilçe ve 7 beldede yenilenecek yerel seçimlere dönük meydan konuşmalarının takvimi netleşti. Ertelenmiş hesaplar güncellendi. Tabii Çankaya Köşkü için arayışlar da hız kazandı. Özellikle CHP ve MHP'nin Cumhurbaşkanı adayı bulabilme çabası, millet nezdinde farklı seçenekleri de ortaya çıkardı. Bugün, en azından 3 ayrı Cumhurbaşkanı profili ile karşı karşıyayız:
1- CHP'nin, sağda solda aranan ama içeriden bulunacağı anlaşılan zoraki adayı.
2- MHP'nin, suni koalisyon izlenimi veren ve çatıya çıkarılmaya çalışılan adayı.
3- AK Parti'nin, halka önereceği aday!

***

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Nasıl bir Cumhurbaşkanı istiyorsunuz?" sorusuna yanıt bulma turuna çıktı. İlk etapta sivil toplum kuruşlarının kapısını çaldı. Kemal bey, yanıt aradığı o soruya karşın, "Kimseyi ötekileştirmeyen, aklı önceleyen, herkesin rahatlıkla 'evet bu benim Cumhurbaşkanı adayımdır' diyebileceği" bir aday istediklerini de muhataplarına dikte ettirdi. (21 Mayıs 2014, TESK ziyareti)
MHP lideri Devlet Bahçeli ise "Herkesi kucaklayacak, milletin tüm değerlerini taşıyan, kimseyi ayırmayan, dışlamayan, iyi yetişmiş, nitelikleri göz dolduracak değerli bir isim" tanımlaması yapmakta. (13 Mayıs 2014, TBMM grup toplantısı) Bahçeli aynı zamanda, eski Cumhurbaşkanlarının yanı sıra daha düne kadar sert bir dille eleştirdiği Sn. Abdullah Gül'le de görüşerek, Köşk'e çıkan yolun kavşağını tutmakta.
Oysa Cumhurbaşkanı'nın nitelikleri keyfiyete bırakılmış bir husus değil.
"40 yaşını doldurmuş ve yüksek öğrenim yapmış TBMM üyeleri veya bu niteliklere ve milletvekili seçilme yeterliğine sahip her Türk vatandaşı Cumhurbaşkanı seçilebilir!"
Bu kadar açık.
Ayrıca... Cumhurbaşkanlığı'na TBMM üyeleri içinden veya Meclis dışından aday gösterilebilmesi en az 20 milletvekilinin yazılı teklifiyle mümkün.
İlaveten... En son yapılan milletvekili genel seçimlerinde, aldıkları geçerli oylar toplamı birlikte hesaplandığında, yüzde 10'u geçen siyasi partiler de ortak aday gösterebilir.
Bu kadar net.
Yani... Türkiye, yeni Cumhurbaşkanı'nı hür iradesiyle ve vicdanının sesini dinleyerek ilk kez doğrudan seçecek.
Lakin halihazırda, "Kimin Cumhurbaşkanı olacağından" ziyade, "Kimin Cumhurbaşkanı olmaması gerektiği" tartışılıyor. Konu, siyasi rekabetten uzaklaşıp, kişiselleştirildikçe toplumsal tabandan kopuyor. Görünüşte halkın seçeceği, gerçekte yerleşik güç odaklarına endeksli Cumhurbaşkanı arzulanıyor. Bu, eski Türkiye refleksidir. Yeni Türkiye ise yeni bir sistemi tecrübe etmeye, idari ve siyasi sisteminde kabuk değiştirmeye hazırlanmaktadır. Önümüzdeki dönem, yeni anayasal testlerden geçileceğine işaret etmektedir. Parlamento'da temsil edilsin edilmesin tüm siyasi partilerin, akademik camianın, STK'ların düşünmesi gereken husus, oldukça özellikli bu süreci doğru okuyup, şimdiden pro-aktif politika ve reçeteler geliştirmektir.
Deniyorsa ki, "Tayyip Erdoğan olmasın!"
Kusura bakılmasın ama buna, o veya bu mahfiller değil "Sahnedekileri ve Türkiye hedeflerini yakından bilen millet karar versin!"
Zira "Millete güvenmeyen hem kendini inkâr eder hem de kaybeder!"

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA