"Paralel devlet" vurgusu, Ankara'nın üstüne sis bulutu gibi çöktü...
Hemen her kurumda, "Acaba bize ne olacak?" sorusu soruluyor. Bu sırada bir dizi görev değişikliği gerçekleşiyor.
Tayin fırtınasına tutulan her bürokrat, "paralel devletin potansiyel mensubu" olarak algılanıyor. Dikkat edilmezse arada "özel hesaplar da görülüyor!"
Bir başka ifade ile objektif unsurlar yerine kişisel faktörler, duyumlar, husumetler üzerinden de bürokrasi ayıklanıyor. Kim, kimden kurtulmak isterse, bir şeyler söylüyor.
Derken...
Potaya giriliyor.
Böylece, kaotik yönetsel tabloya sebebiyet veriliyor.
Oysa...
Hukuk devleti, somut bilgi ve belgeden yola çıkar. "Her olasılığa karşı ben görevden alayım da" diye toptancı bakmaz.
Zaten, bu büyük devlet kendi içinde o kadar küçük ünitelerden oluşuyor ki hangi bürokratın ne olduğu, kimle, nerede, ne yaptığı biliniyor!
Bu nedenle, hukuka aykırı davranan var ise yine hukuk içinde kalınarak çözüm bulunmalı!