Siyaset kurumunun "aklanması", devletin "temizlenmesi" adına stratejik bir karar verildi. Zira yolsuzluk ve rüşvet iddiasına dayandırılan operasyonun ardından Hükümet'in izleyeceği yol, ileride atılacak adımlar açısından kritik önemde idi. Ve siyasi tecrübe ile sürece "doğru teşhis" konuldu.
Olayın "hukuki" yönü ile "siyasi" yönü birbirinden ayrıldı.
***
Başbakan
Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında dün AK Parti'de yapılan toplantıda, "
gelecekte yaşanacakları öngören, siyasal mühendislik planlarını açığa çıkartan, artçı şokları hesaba katan" sağduyulu yaklaşım hâkim oldu. Bizzat Başbakan, "
devlet içinde devlet olan çeteler" tanımlaması yaptı ve eşkali tarif etti.
***
Akşam saatlerinde ise kameraların karşısına geçen Başbakan Yardımcısı
Bülent Arınç, önce meselenin hukuki, adli ve idari boyutunu ele aldı. Hukukun evrensel ilkelerini bir kez daha hatırlattı.
Lafı hiç eğip bükmeden çok güçlü taahhütte bulundu ve "
Yargının arkasındayız" dedi.
Bu bölümün özeti şöyleydi:
1- Hukukun herkese lazım olduğu unutulmamalı.
2- Masumiyet karinesi gözetilmeli, soruşturmanın gizliliği korunmalı.
3- İddialar sonuna kadar araştırılmalı.
4- Yanlış yapan bakan da olsa korumayacağımız bilinmeli.
5- Yolsuzlukla, yoksullukla ve yasaklarla mücadelemizin süreceği akılda tutulmalı.
***
Arınç'ın basın toplantısının ilerleyen dakikalarındaki mesajları, "
demokrasinin kalitesi, milli iradenin gücü, alternatif iktidar odaklarının tasfiyesi" açısından oldukça çarpıcı idi...
Özellikle hükümeti yıpratmaya dönük kontratağı ve zamanlamasını deşifre ettiği bölüm ile küresel finansal oyunlara değindiği bölüm ayrıca dikkate değerdi.
Arınç "
Bazılarının bu kadar alçalabileceğini" düşünmemiştik dedikten sonra satır arasında şu ipuçlarını da paylaştı:
1- Yargı-emniyet içindeki bir grup eliyle doğrudan Hükümet'e yönelen hamle görmezden gelinmeyecek.
2- Bu yapılanmanın iç ve dış bağlantıları üzerinde çok ciddi durulacak.
3- Sürecin siyasi bedeli ödenecek, illegal yapılara da bedeli ödetilecek.
4- Psikolojik savaş cephesi yıkılacak.
5- Devletin her yönüyle ayıklanmasına kapı aralanacak!
***
Türkiye, son 11 yılda Cumhuriyet tarihinde benzeri görülmedik gelişme ve dönüşümlere tanık oldu. Başlangıçta vesayetçi sivil-asker bürokrasiyle mücadele verildi. Gelinen aşamada ise "
sorumsuz yetkili olma" iddiasındaki odaklara haddini bildirecek meşru hamle başlatıldı.
Şu bir gerçek... İktidar ama muktedir olamayan bir siyasi hareket, ülkenin kaderini elinde tutamaz. İşte bu nedenle...
Hesap sormak için cesurca hesap verilebileceği dosta düşmana ilan edildi.
18 Aralık 2013... Yeni Türkiye'nin miladıdır. Çekmecede gizlenen operasyonların, şantaj zincirinin kırıldığı unutulmaz bir gündür.
Evet...
Siyaset hata kabul etmez.
Ama...
Siyaset, karanlık senaryolara da boyun eğmez!