Hani, "Böyle bir zamanda ne beklenir?" diye sorulduğu olur ya. Öyle anlar, "birlik- beraberlik" anlarıdır. Lafa gelince ülkenin çıkarlarını kendi çıkarlarının üstünde tuttuğunu söyleyenler, kritik dönemlerde nedense bireysel çıkarlara takılıp kalıverirler. Zamanın ruhunu okuduğunu zannederek iktidarın gözüne gireceği zannıyla yatırımlar yaparlar da asıl büyük sınavlarda çakarlar. Zira yanlışları, doğruları alıp götürür.

***
Teşbihte hata olmaz... Sorsanız inançlı sade vatandaşa... "Cennet'e gitmek ister misin?" diye. "Evet" diyecektir. Sonra soruya devam etseniz... "Hemen ölmek ister misin?" diye. "Hayır" cevabını verecektir. Oysa "Cennet'e gitmek için ölmek gerekir!" Dedim ya, teşbihte hata olmaz... Terörle mücadele de böyle zorlu bir iş. Ülkeyi Cennet'e çevirecek, refahı artıracak, kardeşliği pekiştirecek, kalkınmayı hızlandıracak adımlar, büyük fedakârlıklarla meydan okumalarla mümkün. İşte bu yüzden, ihaleyi sadece iktidar partisine yıkıp, tökezlemesini bekleyenlere, kendi mali kongrelerini gözetip elini taşın altına sokmayanlara sesleniyorum:
"Bari bu sefer, ülkenin en hayati konusunda samimi davranın. Hükümet'in çağrısını beklemeden TOBB'u, TÜSİAD'ı, TİSK'i, Türk-İş'i, Hak-İş'i, bir araya gelin. Kırgınlıkları unutun. Hiç olmazsa yaza kadar Doğu'dan Batı'ya her gün biriniz ülkeyi gezin, milletin hislerine tercüman olun. O vakit, tüm yanlışlar unutulur, tarihi ve mahşeri sınavlar geçilir!