Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Bu kararlara dikkat!

Bu köşe, hafta başında "ekonomiye" ayrılıyor. Bu nedenle, Ankara'da olgunlaşan bazı eko-politik konulara öncelik vereceğim. Yoksa Türkiye'yi, Suriye ile karşı karşıya getiren, bölgesel barış mimarisini altüst eden olayın arka planında ilginç gerçekler yatıyor. Onları hafta içinde analiz etmek üzere biz, geçtiğimiz haftaya dönelim. Son dönemde alınan kararlarlarla verilen kanun tekliflerinin bazıları gerçekten üzerinde durmaya değer. Şimdilik yaygın kitlenin merak alanına girmese de sonuçları itibariyle çoğu kimseyi ilgilendiren hususlar bunlar. Bu hususları açmadan önce Hükümetin genel çizgisini hatırlamakta yarar var. Zira o çizgide sanki kırıklar oluştuğu izlenimi yerleşiyor. Neydi AK Parti'yi üstün kılan yanlar?
"Şeffaflık, demokratik hesap verebilirlik, öz denetim" ekseni. Yani bürokratik tekelleri kıran, tabuların üstüne giden, halk odaklı icraatı esas alan yaklaşım. Zaten bu sayede ülkede ciddi değişimler yaşandı. Halen bu kazanımların korunması sürecindeyiz. Ama "erken uyarı" sinyalleri de alıyoruz. Ve elimizde yeterli sayıda örnek mevcut.

***

Örneğin... Resmi Gazete'de yayımlandığı şekliyle "Kamu kurum ve kuruluşları ile kamu şirketlerinin mülkiyetinde bulunan taşınmazların satış, kira, takas, tahsis, devir gibi işlemleri için Başbakanlıktan izin alınacak olması başlı başına önemli bir gelişme." Koordinasyon ve uygulama birliği gerekçelerine dayandırılsa da en küçük hazine arazisi satışının dahi Başbakanlık onayına bağlanması, siyasi sonuçlar da doğurabilecek girişimlere karşı sanki "tedbir amacı" taşıyor.
***

Bir başka örnek, Sayıştay'da. AK Parti Hükümetleri döneminde Sayıştay'a büyük güven duyuldu. Yasası yenilendi, yetkisi genişletildi. Askeri malların denetimi bile Sayıştay'a tevdi edildi. Peki ya şimdi ne oluyor? Meclis'e sunulan bir yasa teklifinde "geri dönüşün" ipuçları okunuyor. Sayıştay, "İş ve işlemlerin yönetsel bakımdan gerekliliği, ölçülülüğü, etkililiği, ekonomikliği, verimliliği yönünde rapor düzenleyemez" deniliyor. Halbuki kamu mali yönetimi reforma tabi tutulurken arzu edilen husus "kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli olarak kullanılması" idi. Sayıştay bunun denetimi için vardı.
***


Güncel bir örnek de "vergi denetiminde." Tüm denetim birimlerinin "vergi müfettişliği" çatısı altında birleştirilmesi tarihi bir karardı. Denetimde uzmanlaşma düşüncesi de takdire değerdi. Eskiden, taşradaki küçük mükellefleri vergi denetmenleri incelerdi. Şimdi müfettiş unvanı alarak "Küçük ve Orta Ölçekli Mükellefler Grup Başkanlığı'nda" toplandılar. Onlar Türkiye'nin her köşesine tayin edilirken, üstatlar büyükşehirlere iyice yerleşecek şekilde görevlendirildiler. Birikim ve ihtisaslaşmaya "evet" diyorsak hiç olmazsa ülkeyi ve mesleği tanıma adına diğer vergi müfettişlerinin de en azından mesleğin belli bir döneminde taşrada çalışmasına "evet" demeliyiz. Sadece turnelerle bu iş olmaz ki.
***
Ve son konu... Oda ve Borsa seçimleri. Malum, kendisini Türk özel sektörünün en büyük kuruluşu olarak gören TOBB'da 2013'te başkan ve yönetim değişecek. Ancak seçim takvimini etkileyecek manevralar yapıldı. Odalarda yeni meslek kodlarının oluşturulması ve AB ile uyum gerekçesi ileri sürüldü. Hükümet de teknik zorlukları gözeterek bu yılın sonbaharında yapılacak oda seçimlerini 2013 baharına kadar erteledi. Gel gör ki bu erteleme kararı, mayısta gerçekleşecek TOBB seçimlerinin son anda ötelenmesine zemin yaratabilir. İşte o zaman TOBB, 2014'teki Cumhurbaşkanlığı seçiminin saha enstrümanına dönüşebilir.
Sözün özü...
Bürokratik oligarşiye, sivil ve askeri uzantılarına meydan okuyan Hükümet, reform pedalını çevirmezse "yeni statükoya" fırsat tanımış olur. Ankara'da bu niyet olmasa da tali yollar hâlâ açık!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA