Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Oyun içinde oyun!

Dışarıda, global mali sistemin yeniden tasarlandığı bir dönemi yaşıyoruz.
İçeride, siyaseti düzenlemeye hevesli merkezlerin planlarına tanık oluyoruz.
Dışarısı, dünya birinci finans ligine terfi edecek ve küme düşecek ülkeleri belirleme telaşında.
İçerisi, Cumhurbaşkanlığı seçim takvimi üzerinden tartışma açarak siyasi rakibinin zayıflayacağı varsayımına göre hesap peşinde.

***

Önce, küresel sistemin tehlike çanlarına kulak verelim...
Kısa süre önce IMF Başkanı Christine Lagarde, dünyanın ekonomik görünümünü "kasvetli" olarak niteledi ve hiçbir ülkenin "riskten muaf olmadığını" söyledi. Avrupa'dan başlayarak krizin tırmanmakta olduğunu, 1929 bunalımının tekrarlanabileceğini belirtti. "İçe kapanma" ve "korumacılık" zihniyetinin hortlayabileceği uyarısı yaptı.
Bu tespitlerin bizim açımızdan üç önemli yönü var...
1- AB, entegrasyon aşamasındaki Türkiye'ye eskisi kadar odaklanmayabilir.
2-En büyük ticari ortağımız konumundaki Avrupa, borç krizini uzun süre aşamayacağı için bu pazar daralabilir.
3- Ekonomik ve siyasi çıkmaz nedeni ile sadece kendi sorunlarına yoğunlaşan AB'de, "aşırı milliyetçi unsurlar" daha fazla güç kazanabilir.
Ancak, IMF takımının eksik bıraktığı yönler, görünen tehditlerden çok daha büyük.
Örneğin, Avrupa'daki batık bütçelerin toparlanması için aralarında Türkiye'nin de bulunduğu ülkelerden "ilave fedakârlıklar" istenebilir. Bunun anlamı, "spekülatif yabancı sermayeye yüksek faiz verilmesi baskısı ile TL'nin değerli tutulması suretiyle AB ekonomilerinin finanse ettirilmesidir." Ayrıca, SABAH Ekonomi Ekibi'nin tüm çıplaklığı ile karmaşık ilişkilerini ortaya çıkardığı kredi derecelendirme (reyting) kuruluşları da bozuk sicillerine bakmadan yükselen piyasaları belirsizliğe açık hale getirebilir.
Türkiye için söylenebilecek en temel risk ise "aşırı özgüvenli" tutum takınılıp, temiz kanallardan yansıyan sinyallerin dahi dikkate alınmamasıdır. Ve maalesef haklı çıkan komplo teorileri yüzünden Ankara'da yer yer kulaklar tıkanmış durumdadır.
***

Meselenin içsel boyutuna gelince... Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin siyasi demeçlerin sıklaşması manidar. Gerek CHP gerekse MHP yöneticileri, 2012'de Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmesi gerektiğini söylemekte. Suriye ve İran başta olmak üzere Ortadoğu'da yükselen tansiyona işaret eden bu çevreler, ekonominin de çok hassas bir dengede durduğunu savunmaktalar.
Ama aynı zamanda -çelişkili biçimde- mevcut tabloyu derinden etkileyebilecek Çankaya seçimi için gündem yaratmaya çalışmaktalar.
"Esasen, Cumhurbaşkanı'nın görev süresi belli değildir." Yasal düzenleme ile formül üretme çabalarına rağmen anayasaya geçici madde eklenmedikçe siyasi gürültünün önü alınamayabilir. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 2007'de Meclis içinden 7 yıllığına seçilmişse de sonradan gerçekleşen anayasa değişikliği ile Cumhurbaşkanı'nın görev süresi "5+5" şeklinde değiştirildi. Farklı siyasi odaklar, kamu hukukunda "müktesep hak" gerekçesinin ileri sürülemeyeceğini ve 2012'de seçimin zorunlu olduğunu belirtmekte. Tabii karşı tezler de yok değil. Örneğin, Gül'ün 5 yıl görev yapması için halk tarafından seçilmiş olması gerekirdi. Veya Cumhurbaşkanı için seçildiği tarihteki şartlar geçerlidir gibi.
Ama bu tartışmaların hedefi bellidir.
Gerek CHP gerekse MHP, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Köşk'e çıkacağını öngörmekte ve Erdoğansız AK Parti ile başa çıkabileceğini düşünmektedir. Olay bu kadar basittir! Ankara'nın, Erdoğan olmadan geçirdiği 21 gün bile muhalefetin boşuna bastırmadığını göstermektedir. Özel sohbetlerinde geçtiği gibi "Şimdiye kadar güçlükleri aşarak ülkeyi yönetme başarısı" sergileyen Gül-Erdoğan liderliği, bazı ikili konuları güncelleyip, kadrolarını yeniden formatlamadıkça Türkiye, her türlü oyun ve senaryoya sanılandan fazla kulak kabartacaktır. Mutlak siyasi istikrar gerektiren ekonominin sağlığını koruması için kritik eşik burasıdır!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA