2009 yılında IMF-Dünya Bankası Yıllık Toplantıları İstanbul'da yapılacak. IMF yönetimi, Türkiye'ye güvenini gösteren bu kararla birlikte, seçim dönemi bütçesini yapan hükümeti de yakın markaja aldı. Singapur'dan dönen bürokratlar, 2. şok dalgası senaryoları arasında "güçlü mali disiplin" içeren bir dizi önlem hazırlığında. IMF'nin en üst düzeyde verdiği mesaj, "Biraz gevşeyelim" beklentisine giren milletvekillerini üzecek cinsten:
"Şu anda yapılması gereken politikaları sıkı tutmak ve piyasa çalkantıları karşısında enflasyonu düşürme çabasını sürdürmek. Piyasa koşulları iyileşince belki bir esneklik yaratılabilir. Ama bunu yılın sonraki bölümlerinde düşünürüz."
IMF, ekonomisi düzlüğe çıkan Brezilya'yı son dönemde sık sık örnek vermeye başladı. Sebebi, 2007'deki çifte seçim. Hem Cumhurbaşkanlığı seçimi hem de genel seçim. 2002 yılında Brezilya'daki seçimlerde, uygulanan politikaların piyasalarca test edildiğini anımsatan IMF kurmayları, benzeri bir tablo ile Türkiye'nin de karşılaşacağını öngörüyor. Bu nedenle temenni ve uyarıyla karışık şu görüşü dile getiriyor:
"Önümüzdeki seçimde programın kesintiye uğramayacağını umuyoruz. Bize, 'Seçim sürecinde de iyi politikaları devam ettireceğiz. Bu hükümet, önceki hükümetlerin hatasını yapmayacak' denildi. Bu güçlü mesajla ilerlemenin devam edeceğini umuyoruz. Piyasalar bundan sonra hükümetin taahhütlerini test edebilir."
Sonbahar konsültasyonu
IMF'den alınan sinyaller, memur maaş zamları belirlenirken de fındık fiyatları ilan edilirken de etkisini gösterdi. Global piyasalardaki en küçük hareketin, yüksek cari açık riski nedeni ile Türkiye ekonomisini sarsacağı gerçeğinden hareketle, önümüzdeki ay başlayacak IMF gözden geçirme çalışmalarında tarafların yoğunlaşacağı alanlar da şekillenmeye başladı:
* Piyasanın istikrara kavuşturulması süreci kesintiye uğratılmamalı.
* Dışsal şoklardan doğabilecek piyasa belirsizliklerine karşı hazırlıklı olunmalı.
* Orta vadeli enflasyon hedefine ulaşmak için iç piyasadaki öncü sinyallere erken tepki verilmeli.
* Yapısal reformlar, siyasi gündemdeki önceliğe rağmen hız kesmemeli.
* Hem kamu hem de özel sektör bilançoları güçlendirilmeli. Özel sektör borçlanmasını iyileştirmeli. Yabancı para biriminden borçlanmayı azaltmalı.
* Tarım sektöründen ayrılan işgücünün hizmetler ve sanayi sektörüne sorunsuz geçişi için sağlam mali politikalara olan bağlılık korunmalı.