Aydın Doğan'ın bugünlerde tam 35 senelik olan medya patronluğuyla ilgili birçok şey söylenebilir.
Bu 35 yıllık süreç birçok açıdan ağır eleştirebilir.
Fakat herhalde hiç kimse Doğan'ın Türkiye Cumhuriyeti devletine düşmanlık eden bir yayın politikası izlediğini söyleyemez.
Bilakis Doğan medyası her zaman Türk devletiyle uyumlu olmuştur. Hatta devleti kollamak adına devletin derinlerinde işlenen suçlara gözünü kapamış, hatta Ahmet Kaya ve Hrant Dink olaylarında olduğu gibi bu suçlara ortak da olmuştur. Doğan her zaman da Hürriyet'in devletin gazetesi olduğunu söylemiştir.
***
Şu an yaşadığımız şey hem Aydın Doğan'ın 35 yıllık medya tarihinde hem de Simaviler'den bu yana Hürriyet'in 65 yıllık yayın tarihinde görülmemiş bir olaydır.
Aydın Doğan şu an açıkça devletin tüm kurumlarıyla ve bileşenleriyle aldığı kararı tanımayarak Türkiye Cumhuriyeti devletine düşmanlık mı etmek istemektedir? Türkiye'nin tarihinde zor bulunan bir toplumsal ve kamusal mutabakat bu devletin içinde olup başka makamlardan emir alan bir paralel örgüte karşı sağlanmıştır. Bunu Aydın Doğan bilmektedir. Fakat buna rağmen
Türkiye Cumhuriyeti devletinden değil paralel örgütten yana bir yayın politikası güdülmektedir. Hayatın ironisine bakın ki devletin gazetesi denen Hürriyet bugün meşru devlete karşı savaşan devlet içindeki paralel örgütün yanında konuşlanmıştır.
Manşetlik bir cümle ile özetlersek
sözde devletin gazetesi gerçek devlete karşı savaş açmıştır.
***
Daha dün 7 Şubat darbe girişiminin yıldönümüydü. 7 Şubat'ta olanlara dair SABAH olarak hazırladığımız tanıklarla konuşulmuş somut bilgiler ihtiva eden yazı dizisini herkes okumalı. Hürriyet'te ise bu tarihi güne dair ne haber ne de yazı vardı. Bizlerin bildikleri bir yana 2013 yaz başında bir
Doğan Holding yöneticisi benim de yanımda Kuruçeşme'de Aydın Doğan'a 7 Şubat kepazeliğinin tamamını somut tanıklıklarıyla anlatmıştı. Bu kişinin kaynakları tamamen
klasik dönemin devlet yetkilileriydi.
Olayın AKP olayını çok aştığını
Türkiye Cumhuriyeti'nin varlık meselesi olduğunu bizzat Hürriyet'le yakın ilişkide olan o devletin adamları da anlatmıştı. Bütün farklı unsurlarıyla devletin tamamı açık bir işgal ihtimali karşısında alarm durumundaydı.
Bütün bu devleti işgal gerçeğini hayretle dinleyip lanetlemesine ve her şeyi bilmesine rağmen Aydın Doğan'ın şu anki tutumu çok düşündürücüdür.
Dahası Aydın Doğan aynı paralel örgütün yargı güçlerince nasıl kendisinin kafeslenmek istendiğini de bizzat dillendiren adamdır.
Yargı'da hukuk tanımayan bir çete olduğuna doğrudan tanık olmuş bir adamın şimdi bu çete yargısı ile ilgili kanıtlar her gün ortaya serilirken suskun kalması da şayan-ı dikkattir.
***
Konuyu ısrarla AKP-Cemaat meselesine kilitleme çabaları tamamen paralel örgütün psikolojik operasyonundan ibarettir.
İlk günden beri SABAH olarak Doğan Medya'nın AKP'ye muhalefet etmesine dair tek sözümüz yok. Fakat
devletin yetkili kurumlarının legal çerçevede elde ettiği bilgileri bütünüyle görmezden gelmek ve sadece paralel örgütün elde ettiği kayıtları kullanmak kesinlikle Doğan Grubu'nun niyetini belli ediyor. Geçmişte hangi illegal kayıtları kamuoyuna mal olduğu için büyük haber yaptığınızı da biliyoruz.
Hürriyet'in amacı haber ve gazetecilik değil öyle olsa Aydın Doğan'ın bizzat bildiği şeyler okurdan saklanmazdı. Devam edeceğiz.
NOT: Aydın Doğan satın alıp tasma taktığı kölesini küfür ve iftiralarla üstüme salmaya devam ediyor. Son kullanma tarihi dolmak üzere olan köle, Star'dan Ahmet Kekeç'in 8 Ocak 2014 tarihli yazısında ortaya koyduğu somut kanıtlara tek tek cevap verirse söz veriyorum önümüzdeki 23 Nisan'da 24 saatliğine onu muhatap alacağım. 23 Nisan saçı sakalı aklarla dolup fiziken çökse de zihni ergen kalanların da bayram günüdür.