Pazar günkü yazımda Ayşe Arman örneğinden hareketle Türkiye'deki laik kesimin ahlak noktasındaki ikiyüzlülüğünden bahsetmiştim. Cumhuriyet mitinglerine katılan ve Gezi eylemlerini destekleyen o pek laik teyzelerimizin ve amcalarımızın çoğuna "Kızınızın yaşam tarzı Ayşe Arman gibi olsun ister misiniz" diye sorduğunuzda "Aman Allah korusun" cevabını alırsınız. Hele "Gelininiz Ayşe Arman gibi olsun mu?" dediğinizde, "Türkiye laiktir, laik kalacak" diyen o insanların elini kulağına götürüp kuvvetle vurmak için tahta aradığını görürsünüz.
***
Erdoğan'dan nefret eden ve kendine "laik çağdaş Batılı" diyen Türk ailelerinin büyük çoğunluğu Arman modeli kadınların yüzüne gülerler ama aile hayatlarına öyle bir kadının girme ihtimalinden, Türkiye'nin İran olması ihtimali kadar korkarlar! Bu Türk laik kesiminin çoğunluğunun tipik riyakâr tavrıdır. Hürriyet gazetesinin okur tabanının çoğunluğu da kızlarının Ayşe Arman gibi yaşamasını istemez.
Kamuoyunun yakından tanıdığı başörtülü bir yazar arkadaşım Ayşe Arman'ı "Laik Türk kadını örneği" olarak ele aldığı bir yazıdan sonra, kendisine Kemalist diyen kadınlardan gelen bir dolu mektubu aktarmıştı bana. O mektuplardan birinde "Sen bizleri o kadın gibi mi zannediyorsun, Çağdaş Türk kadını edepli, adaplıdır. Senin gibi dinciler bizi böyle göstermek istiyorsunuz" diye tepki dolu satırlar vardı. Ayşe Arman ve Arman tipi kadınların "laik mahalle"nin bu ikiyüzlülüğüyle yüzleşmeden İslami kesim için yapacağı her eleştiri içi boş laflardan ibarettir.
***
Belirtmeye bile gerek yok ki bu noktada ben o riya ve sahtekârlıkla dolu tayyör tipi "Çağdaş laik Türk kadını" tarafında değil, ne yaşıyorsa dürüstçe yaşayan kendi içinde tutarlı kadınların yanındayım. Arman "başarı" kazandığı ve sahici seküler bir aileye gelin gittiği için sorun yaşamıyor ama tam anlamıyla seküler bir yaşam tarzına sahip kadınlar bu ülkenin sabah akşam "laiklik, çağdaşlık, Atatürk" diyen mahallesinde alçakça bir ikiyüzlülükle karşılanıyor.
Bu riyakârlık sebebiyle dramlar yaşayan ne Arman tipi kadınlar var. Özellikle sanat dünyasından kadınlara yönelik Türk laik kesiminin çoğunluğunun tavrı, bu dünyanın topunun birden o yazar arkadaşa mektupta yazıldığı gibi olduğu yönündedir. Sinemacı, tiyatrocu, şarkıcı vs. hiç fark etmez. O tarz kadınlarla bu laik ailelerin oğlanları gezer, tozar, eğlenir ama iş evliliğe gelince "Bu kadın ailemize girmeyecek!" diye haykırmaya başlar.
***
Aydın Doğan'a öneriyorum.
Hürriyet okurları arasında bir bilimsel araştırma yaptırsın. Erdoğan'dan nefret eden en laikçi kesim arasında da bir anket çalışması yapsın. Laik kesimin çoğunluğu kızlarının evlenmeden önce bekâretinin bozulması konusunda ne düşünüyor? "Kızım evlenmeden asla kimseyle olamaz!" diyen laik ve çağdaş yurttaşların oranı neymiş? Türkiye'nin çağdaş yaşam tarzının koruyucuları oğullarının eşcinsel, kızlarının lezbiyen olması ihtimalinde ne yaparlarmış öğrenelim bakalım.
Bu anket önerim laik kesimin kalantorlarınca görmezden gelinecektir. Çünkü sonucun nasıl çıkacağını hepimiz biliyoruz. Türkiye'de "Çağdaş yaşam tarzı" diye tekrarlanıp duran şeyin içinin çoğunlukla riyakârlık ve eyyamcılıkla dolu olduğunu her zekâ sahibi iyi biliyor. İslami kesimin de bu konuda feci bir riyakârlık batağına saplandığını geçen yazımda yazdım. Ama önce herkes içinden geldiği mahalleyi eleştirebilme cesaretini göstermeli.