Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü'nün müzik alanında Ahmet Kaya'ya verildiğini duyduğum an çok duygulandım. Büyük bir devlet adamı olduğunu defalarca ispatlamış Abdullah Gül'e sevgim ve saygım daha da arttı.
***
Bu ödülün gerekçesi de çok anlamlı. Müziği, yorumu ve söylemiyle farklı görüşlerden çok sayıda insanı bir araya getirdiği gerekçesiyle müzik alanında ödül merhum AHMET KAYA'ya verildi.
Abdullah Gül bu ülkedeki tüm gerçek demokratların hislerine tercüman oldu.
***
Köşe yazarlığına başladığım günden beri en çok işlediğim konulardan biri Ahmet Kaya meselesidir. Defalarca en sert dille bu meseleyi yazdım. Ekranlarda defalarca Kaya'ya yapılan haksızlıkları gündeme getirdim. Israrla takip ederek 1999'daki linç gecesinin bilinmeyen görüntülerine ulaştım ve onları ham kasetten ilk kez ben yayınladım.
2008'de Mahmut Övür ile beraber Kanal T'de Gülten Kaya'yı davet edip yaptığımız isyan dolu programdan geçen sene Beyaz TV'de izlenme rekoru kıran Ahmet Kaya özel yayınına kadar onlarca program yaptım.
***
Ahmet Kaya bu ülkenin sürgünde ölen evlatlarından biriydi. Vefatından ya da katlinden evvel, doğduğu topraklara bir daha dönememe ihtimali kafasını sürekli meşgul ediyor, kalbini sürekli sıkıştırıyordu.
Kaya sürgündeyken bile Ergenekon medyası Kaya'ya olan nefreti diri tutmak ve kitleleri Kaya'ya karşı azmettirmek için imalat haberler yapmaya devam ediyordu. Fiziken oradaydı ama hâlâ ruhen burada yaşıyordu, buranın yazılı ve görsel medyasını takip ediyordu. Çok sıkılıyor, daralıyordu. Bu sürekli sıkıntı ve daraltı hali bu koca adamı bir an, boş bir zamanında yakaladı ve geçirdiği kalp krizi sonucu Ahmet Kaya 16 Kasım 2000'de aramızdan ayrıldı.
***
Ahmet Kaya, bu ülkenin genel toplumsal tarihi bakımından da gerçekten eşsiz bir isim. Politik olarak da, bu ülkenin sol tarihinin ürettiği, belki de toplumsal kapsayıcılığı en yüksek olan isim.
Ahmet Kaya, sol içinden çıkan diğer sanatsal figürler gibi sadece belli bir cemaat nazarında sevilen ve dinlenen biri değildi. Kaya'ya en karşıt pozisyonda olan insanlar bile açık ya da gizil biçimde müziğini dinler ve Kaya'nın coşkun ve destansı üslubundan etkilenirlerdi. Hemen her sene dur duraksız çıkardığı albümlerin, her seferinde milyonlarca satması bir tesadüf değildi. Ülkücü hareket içinde önemli mevkilerde bulunmuş bir isim bana "
Bizim hareket içinde kimse birbirine itiraf etmez ama en çok dinlenenlerden biri Ahmet Kaya'dır. Çoğu ülkücü genç Kaya'nın şarkılarını ezbere bilir" demişti.
***
Öte yandan Ahmet Kaya "Müziğini seviyorum ama görüşlerine karşıyım" gibi bir cümleyle geçiştirilecek biri de değildi. Bu, Kaya'nın gizli hayranları için tipik bir kendini kandırma cümlesi. Kaya'yı duruşundan, tavırlarından ve üslubundan ayırmak mümkün değil. Kaya'nın şarkıları o genel Ahmet Kaya duruşunun tamamlayıcı bir parçasından ibaret.
Ahmet Kaya şarkılarını Türklerin, Kürtlerin, Alevilerin, Sünnilerin, gayrimüslimlerin, dindarların yani herkesin dinleyip sevmesinin temel nedeni Kaya'nın yalın ama bir o kadar da sahici isyanıdır bence.
Bu sahici isyanı bu toprakların hemen her insanı yüreğinin bir yerlerinde taşıyor.