Geçen yıl Almanya'daki Dünya Kupası sonrası, "Organizasyonda FIFA'nın davetlileri ve sponsorlar soylu, futbolseverler ise köle" diye yazmış, kupayı izlemeye sponsor bağlantısız, kendi imkanlarıyla giden futbolseverlerden çok olumlu tepkiler almıştım. Sponsorlar ve sporseverler arasındaki bu zıtlaşma TSYD'nin Antalya Larespark Otel'de yapılan seminerinde de gündeme geldi. Federasyon Mali İşlerden Sorumlu üyesi Erdal Batmaz, futbola yönelik tehditler içinde, "Sponsorlar eliyle elde edilen gelirin karşılığında seyirci adedinin ve etkisinin azalması" maddesine yer verdi. Bu konu sadece dünyada değil, Türkiye'de de futbol taraftarının sık sık yakındığı bir konu. Son 8- 10 yılda özellikle Milli Takım'a sponsor olma yarışı arttı. Federasyon, bir çok markayla sponsorluk anlaşması imzaladı. Bunun karşılığında özellikle kritik milli maçlarda alışılmış coşkulu seyirci desteğinin kaybedildiği eleştirisi var. Bu cephedekiler, Bursa'daki Almanya ve Hollanda maçlarıyla başlayan bu trendin, İstanbul'daki Letonya ve İngiltere maçlarında da tribün desteğinin sağlanamadığını savunuyor. Bu eleştirileri, Coca Cola Avrasya ve Ortadoğu Bölümü Halkla İlişkiler Direktörü Gürtay Kıpçak ile sohbetimizde dile getirdim. "Coşkulu taraftar, futbolun olmazsa olmaz aktörlerinden biri. Dolu ama coşkusu olmayan tribünler futbolun cazibesini olumsuz etkiler. Futbolun dünya çapında en büyük sponsorlarından olan bir firmanın önemli bir yöneticisi olarak böyle bir endişeniz var mı?" diye sorarak hangi tarafta yer aldığımı da gösterdim. "Letonya maçını hatırlıyorsun. 35 bin kişilik İnönü Stadı tamamen doluydu. Sponsorların dağıttığı bilet sadece 2 bin 400 idi. Federasyon da 7 bin bilet dağıttı. Kesin yeneceğimizi düşündüğümüz maçta Letonya gibi bir takıma Euro-2004 biletini kaybettik. O maçtan sonra hiçbir olay olmadı. Bir de son İsviçre maçını hatırlayın. Bugün statlarımızdaki ortamdan kimse memnun değil. Küfürler, sahaya atılan yabancı maddeler. Benim promosyonuma katılıp gelen seyirci profili küfür edecek kişiden farklı. Üstelik ben, getirdiğim adamın bütün bilgilerine (adı, telefonu, adresi) sahibim. Türkiye'de artık kontrolden çıkan bir seyirci var. Sahada olmayana bile küfür edip takımına zarar verir. Peki biz hangisini istiyoruz? Maça benim tüketicim gelsin. Takıma zarar vermiyor" cevabını verdi. "Hangisini istiyoruz?" sorusunu gerçek futbolsever de bir an önce kendine sormalı. Bu yetmez, kendisi gibilere de sormalı. Bu yarışı (savaş demek istemiyorum) gerçek futbolsever kazansın. Olay çıkaranlar yüzünden boşalan tribünleri de istemiyorum! Sponsorlara teslim olmuş, dolu ama golden gole alkışlayan tiyatro gibi tribünleri de...