Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HASAN BÜLENT KAHRAMAN

Listelerin meçhul dili

Listeleri gözden geçirince ne çıkıyor? Bu konunun çok önemli bir yanını Emre Aköz önceki gün yazısında irdeledi. Parlamentoların oluşumunda kimin hangi sınıfsal ve mesleki tabandan geldiği, hangi çıkar gruplarının ağırlık taşıdığı, Meclis'in kompozisyonunda, çok önemli bir konudur. Gerek mukayeseli siyaset gerekse siyasal davranış bu konuyu, ama bilhassa siyaset sosyolojisi, inceden inceye işler. Bizde yapılmış çok az çalışma vardır. Bugünkü toplumsal yapının ne türden sınıfsal (dolayısıyla zihinsel) bir geçmişe dayandığını inceleyen en önemli çalışma eski tarihli bir İngilizce metindir. Frederick W. Frey'in The Turkish Political Elite (Türk Siyaseti Seçkinleri) başlıklı çalışması 1965 yılında MIT Press tarafından yayınlanmıştır. Kitap ilk Meclis'ten 1957 Meclisi'ne kadar bütün parlamentoları bu açılardan ele alır ve bazen mutlak bazen mukayeseli bir biçimde irdeler ve sosyoloji-siyaset arasındaki ilişkiyi ortaya çıkarır. Daha sonraki dönemler için de çok değerli çalışmalar yapılmıştır ama bu kapsam ve ayrıntıda muhtasar bir metin bulmak güçtür.
Aday liseteleri bu bakımdan önemli. Meclis'in nasıl oluşacağı ise ayrı bir sorun. Bizde ne yazık ki, tercihli oy gibi, tabanın adayları belirlemesi gibi mekanizmalar bulunmadığı için bugünkü aday listesinin sosyolojik dokusu aşağı yukarı Meclis'te de aynen tezahür edecektir. Oysa eğer bu hazırlanan listeler daha geniş bir oy tercihine sunulabilse ve değişiklik yapılmasına imkân hazırlansaydı muhakkak ki, çok daha önemli bir sonuç ortaya çıkacak, hangi sosyolojilerin ne tür bir siyasal tercih içinde bulunduğuna daha somut bir biçimde karar verebilecektik.
Şimdiki halde partilere ve siyasete hakim olan odakların kararı etkili. Fakat orada da sınıfsal çıkarların işlemediğini öne sürmek hayalcilik olur. Örneğin Aköz'ün bulgularına göre daha fazla akademisyenin sanıldığı gibi CHP'den değil AK Parti'den aday olması önemli bir gösterge. İşadamlarının, hukukçuların ağırlığı da başka bir önemli unsur. Böyle değerlendirince meslek ağırlıkları itibariyle AK Parti avukat, doktor, mühendis, girişimci partisi olarak beliriyor. Bunlar çok önemli gerçekler ve partilere dönük değerlendirmeleri yaparken mutlaka dikkat edilmesi gereken özellikler. Parlamento ortaya çıktıktan sonra nasıl bir sınıfsal-mesleksel oluşuma sahip olduğunu görüp daha öncekilerle mukayese edip mutlaka değerlendireceğiz.
Buradan varmak istediğim nokta şu: Siyasetin şekillenmesinde sosyolojinin ve çıkar gruplarının baskısı azalınca ya da yeteri kadar güçlü olmayınca 'tek adam'lık önemli bir rol oynuyor. O mertebede bile sınıflar ve kanaat odakları etkilidir ama daha dolaylıdır. Bugün üstünde tartıştığımız 'devlet' yani bürokrasinin ve ordunun siyasetteki açık ve gizli etkisini hazırlayan başlıca koşul budur. Şimdi bilhassa CHP'de adı çok tartışılan adaylar başka bir seçim sisteminde bu listelere giremezdi. Veya CHP eğer bir sol parti değilse, olamıyorsa, altında bu tür mekanizmaların eksikliğini aramak, sosyolojiyle arasındaki kopukluğu göz önüne almak gerek.
Aynı şey diğer partiler için de geçerlidir. Üstelik bu söylediklerim sadece çok radikal bir dışlama veya kapsama bakımından değil, ağırlık taşıyan meslek gruplarının iç mantıkları ve zihniyet yapıları bakımından da önemlidir. Çok yıllardır söylerim, örneğin, avukatların Türkiye'de sınıfsal ve zihinsel niteliğini irdeleyen doyurucu çalışma yoktur. Halbuki bu grup baştan beri Türk siyasetinde önemli bir ağırlık taşır, tayin edici bir rol oynar. Mühendisler, Nilüfer Göle'nin kitabı (Mühendisler ve İdeoloji) başta olmak üzere biraz daha irdelenmiştir ama İTÜ'nün, ODTÜ'nün Türk siyasetindeki rolü de genel olarak mühendislerin etkinliği de henüz yeterince sorgulanmamıştır. Uzun lafın kısası siyasetin bugünkü sorunlarının altında yatan çok önemli amil parti içi demokrasilerin, parti-taban ilişkisinin kopukluğu kadar siyasete hakim olan meslek gruplarının niteliğini yeterince bilmemek, tanımamak yatar.
Böyledir!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA