Murat Belge, orduyla muhalefet arasında meydana gelen ilişkiyi yorumlarken CHP sahneye yanlışlıkla "sol" dan, MHP de "sağ" dan girdi diyor. MHP'nin sağdan girmesine bir itirazım yok ama bana göre CHP de sağda. Ama aralarında bir fark var.
CHP belli ki, yanlışlıkla duruyor bulunduğu yerde. Zaten onlar da kaç gündür bu durumu açıklığa kavuşturmak için çırpınıyor. "Bizim asıl maksadımız hükümeti eleştirmekti, ordu nereden çıktı" diyor ve kendi "kırık kalpleriyle" ordunun gönlünü almaya çalışıyorlar. Asıl vahim olanı bu.
Oysa MHP daha tok bir tutum sergiliyor. Üstelik tepkisi yanlışlıkla verilmiş bir tepki midir, doğrusu emin değilim ve bu yazıda onu ele almak istiyorum.
Üç hamle bir MHP
MHP bir süredir orduyla ciddi bir zıtlaşma içinde.
1. Hikaye Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanı seçilmesiyle başladı. MHP, seçim sonrasında, "biz parlamentoya gireriz" diyerek CHP-ordu-bürokrasi "triumvira" sının (üçlüsünün) elindeki 367 kozunu bir çırpıda aldı. Ardından da Gül'ün Cumhurbaşkanı seçilmesi geldi.
2. İkinci büyük MHP-ordu zıtlaşması türbanda yaşandı. Gene MHP'nin inisiyatifiyle türban yasağını kaldırmak için anayasa bir çırpıda değiştirildi. Her ne kadar önce "Gülhane formülü" falan gibi konularda MHP ile ordu arasında bir bağ, bir ilişki arandı, ardından da YÖK yasasıyla ilgili olarak MHP, iktidar partisini suçladıysa da bu, ordunun ve devletçi bürokrasinin tezlerine ve pozisyonuna indirilmiş çok ağır bir darbeydi.
3. MHP şimdi de açık açık ordunun Kuzey Irak operasyonunu eleştiriyor, ordu tepki verince de CHP gibi, Atatürk ve İnönü'den alınmış bazı klişe cümlelerin ardına sığınmayıp bildiğini okumaya devam ediyor.
Bu işler o noktaya geldi ki, sonunda Emekli Subaylar Derneği MHP binasının önüne teessüflerini bildiren bir çelenk koydu, bir gazetenin attığı başlıktaki gibi söylemek gerekirse "ülkücüler de subay kovaladı."
Nedir bundan sonrası?
1. MHP, halkın orduya dönük değişmeyen siyasal tavrını algılamaya başlamış olabilir . Halk ordusunu her halükarda çok sever. Bunun şekki şüphesi yok. Fakat aynı halk ordunun siyasete ve kendi iradesine dönük müdahalesine her zaman şaşmaz biçimde karşı çıkmıştır . AKP ile bir bakıma benzer tabana sahip MHP şimdi bir yandan AKP'ye destek vererek, bir yandan da ordunun siyasal pozisyonunu reddederek o tabanı dönüştürmeye çalışıyor. Duygusal olarak ordu yanlısı, politik olarak ordu karşıtı bir MHP'nin daha büyük prim yapacağını sanıyor.
2. Türkiye'nin son yıllardaki en büyük sorunu ulusçuluktur . Bu iş, MHPCHP ekseninde gelişti. MHP şimdi hamleleriyle o bloğun dağılmasına ve ulusçuluğu yedeğinde tutan, muhafazakarlığı sabit ama belli bir noktada daha demokrat (Türkiye'de 1960 sonrasında ortaya çıkan böyle bir siyasal tutum var) bir çizgiye yerleşmeye çalışıyor. AKP'leşiyor yani MHP.
3. Ordunun MHP'yi gözden çıkarması çok zor. Çünkü, ordu, yakında açılacağı muhakkak görünen ve Kürt sorununa siyasal çözüm içerecek pakette gene kendi tezleri dışında bir gelişmeye tanıklık edip muhtemelen tepki gösterecektir. Aynı tepkiyi MHP de verecektir. Üstelik PKK ile mücadelede "sokağıhalkı" da kullanmak gerektiğine inanan ve yıllardır kullanan askeri çevreler bu konuda kendilerine en büyük desteği veren MHP'ye daima ihtiyaç duyacaktır. Ne var ki, o durumda siyasal pozisyonlar açısından inisiyatifin MHP'ye kayacağı muhakkaktır.
İşin özü, bu derecede askeri vesayet altına girmiş bir Türkiye'de yakın dönem siyasetin MHP-ordu arasındaki ilişki üstünden gelişeceğini söylemek bir kehanet olamasa gerek.
Vahim olanı da bu değil mi?