En son yaptığım Dubai seyahatinde de gözlemlemiştim. Birkaç yıl öncesine kadar durma noktasına gelen inşaat sektöründe gözle görülür önemli bir canlanma vardı. Dubai Mall adı verilen dev alışveriş merkezinin bulunduğu Burj Khalifa isimli bölgenin en yüksek binasından havalimanına gidinceye kadar henüz bitmemiş onlarca gökdelen inşaatının yanından geçmiştim.
Aynı durum bölgenin petrol zengini küçük ülkesi Kuveyt için de geçerli. Denen o ki Kuveyt'te müthiş bir yatırım hamlesi start almış durumda. Sadece 5 yıl içinde bitirilecek olan iki rafineri inşaatı için Kuveyt'in harcayacağı para 25 milyar dolar.
Körfez Bölgesi'nde 26 yıldan beri müteahhitlik yapmasına rağmen Kuveyt'e ilk kez geçen gün temeli atılan 490 milyon dolarlık liman projesiyle giriş yapan STFA yöneticileriyle yaptığım Kuveyt seyahatinde tanıştığım Arap işadamlarından yeni yatırımların bir biri ardına başlayacağını öğreniyorum. STFA İnşaat Grubu Başkanı Mustafa Karakuş daha da ileri gidiyor ve "2015 Körfez Bölgesi için müthiş bir yıl olacak. 2016'da ise müteahhit bulamayacaklar. Tıpkı 2006 yılında yaşadığımız gibi çok iş var" diyor.
Bölgeyi çok iyi bilen Karakuş, 2008'deki petrol kriziyle birlikte bölgedeki yatırımların mümkün olabildiği kadar kontrollü bir şekilde yürütüldüğünü, inşaat sektörünün durağan bir döneme girdiğini ancak son bir yıldır bu durumun hızla değiştiğini anlatıyor.
BUKRA İNŞALLAH!
Peki Türkiye'nin iddiasını dünyaca kanıtlamış ve en büyük şirketler arasına girmiş inşaat sektörü için bu durum ne ifade ediyor?
Örneğin Kuveyt'te çok güçlü olan gruplardan birinin Güney Koreli Samsung olduğunu öğreniyoruz. İnşaat sektöründe çok güçlüler.
Ama Ortadoğu'da kamu ihalelerinde çok bürokrasi var. Mustafa Karakuş, Samsung'un bölgeden çekilmek istediğini duyduklarından söz ederken, "Çünkü kültür tutmuyor" diyor. Ne demek istediğini ise şöyle açıklıyor:
"Türk firmaları bu kültüre çok alışıklar. 'Bukra inşallah' dediklerinde bilin ki o iş yarın olmayacak. Biz buna göre pozisyon alırız."
Türk müteahhitlik şirketleri hızla birbirinden büyük işler alırken, Türk işçileri 1990'larda olduğu gibi bu ülkelerde çalışmaya gidiyor mu?
Örneğin STFA'nın kadrosunun ancak yüzde 5'i Türkler'den oluşuyor, onlar da çoğunlukla yöneticiler. "Çünkü" diyor Karakuş, "Bir Hintli ya da Vietnamlı işçi 250 dolara çalışıyor. Oysa Türkiye'den bir demirci ustasını çalıştırmak isterseniz ödeyeceğiniz para bin 500 doları buluyor. Yani Türk işçinin maliyeti yüksek."
İşte böyle. Önümüzdeki yıllar Türk inşaat sektörü için özellikle Ortadoğu'da altın yıllar gibi görülüyor ama tabii Türk işçileri için aynı şey söz konusu değil.