Henüz çocuğum yokken en çok, çocuklarını pazar günü klasik müzik konseri dinlemeye Atatürk Kültür Merkezi'ne (AKM) götüren anne-babalara özenirdim.
Derken Ömer doğdu ama bir gün bile AKM'ye götüremedim. Nedenini bu sütunları okuyanlar hatırlayacak. Bir tarafta AKM yıkılsın, bir tarafta olduğu gibi bırakılsın, diğer tarafta da restorasyondan geçirilsin görüşleri birbiriyle çarpıştığından sonuç büyük bir hüsran.Yıllarca AKM kapalı kaldı, hiçbir sanat etkinliğine ev sahipliği yapamadı.
Ta ki Sabancı Holding Başkanı Güler Sabancı, Sabancı Müzesi'nin 10'nuncu yılı şerefine tadilat için 30 milyon lira bağışladıklarını açıklayana kadar. Şimdi ilk projesi ne yazık ki kabul görmese de Tabanlıoğlu Mimarlık, asgari yenileme çalışması ile AKM'nin kapılarının açılmasını sağlayacak. 2023'te Türkiye'yi görmek istediğimiz yere ekonomik gelişmelerin olduğu kadar kültür ve sanat alanındaki gelişmelerin taşıyacağı aşikar oysa. İstanbul'da AKM kapalıyken, onun yerini doldurabilecek nitelikte doğru dürüst başka bir salonun olmadığı hepimizin malumu.
Hal böyle iken, Türkiye'nin ismini uluslararası sanat ajandalarına sokan, yabancı turistlerin geldiklerinde mutlaka ziyaret ettikleri 4-5 noktadan biri haline gelen ve birbirinden güzel sergilere ev sahipliği yapan İstanbul Modern ile ilgili çıkan fırtınanın anlamı ne?
Sabah Özel İstihbarat'tan Nazif Karaman'ı tebrik ederim. Onun sayesinde hepimiz öğrendik ki İstanbul Kültür Varlıkları Koruma Kurulu'nun geçen hafta onayladığı Galataport Projesi içinde İstanbul Modern kaldırılıyor ve yeşil alana dönüştürülüyor. Ben tabii bu haberi ilk okuduğumda çok şaşırdım. Başbakan Erdoğan'ın İstanbul Modern ile ilgili böyle bir karara olumlu bakmasının mümkün olmadığını düşündüm ve bu yanlış hesap Ankara'dan döner dedim.
Ne de olsa, Oya ve Bülent Eczacıbaşı bu müze için yıllarca mücadele verdi ancak bir arpa boyu yol alamadı. Ta ki Başbakan Erdoğan müdahale edene ve destek verene kadar. Sonrası çorap söküğü gibi geldi. Sadece Eczacıbaşı Ailesi değil, başta Ethem Sancak olmak üzere Türkiye'nin önde gelen kişi ve kurumları ciddi paralarla bu müzenin bugünlere gelmesini sağladı.
Doğrusu merak ettim, Galataport projesi yapılırken, Karaköy'ün havasını değiştiren, bugüne kadar yaklaşık 4 milyon kişinin ziyaret ettiği bir mekâ n haline gelen bu müzenin neden kaldırılmasında ısrar edildi? Evet, bazı arkadaşların söylediği gibi bu binalar hakikaten çok çirkin. Hiçbir özelliği yok. E öyleyse, müze yerinde kalmak şartıyla burada tıpkı Guggenheim'ın Bilbao'ya attığı imza gibi mimarisiyle dünyanın dikkatini çeken bir modern sanat müzesi projelendirilemez miydi? Niye illa da kaldırılıyor?
Bakan Ertuğrul Günay'ın müzeyle ilgili bu kararı dün beklemeye aldırdığını yine Nazif Karaman'dan okudum. Başbakan Erdoğan, Bakan Günay ile bu konuyu görüşecek mi ve fikri ne olacak?
Ertuğrul Günay'ın İnönü Stadyumu ile ilgili mücadelesini biliyorum ve defalarca bu konuyu kendisiyle konuştum. Ancak görüyorum ki orada da Beşiktaş'ın yeni başkanı Fikret Orman, o çok tepki çeken projeyi otel ve alışveriş merkezi içinde olmak üzere Başbakan Erdoğan'a göstermeyi başarmış. Ancak yine hatırlıyorum ki Başbakan Erdoğan ATV'de yayınlanan bir programda gazetecilerin sorularını yanıtlarken, projenin o halini geri gönderdiğini, Dolmabahçe'nin dokusunun bozulmasına izin vermeyeceğini ve projenin değiştirilmesini istediğini bizzat Beşiktaş yönetimine ilettiğini anlatmıştı.
Bakalım, İstanbul'un en güzel uğrak noktaları konusunda hepimizi ilgilendiren bu kararlar hangi yönde alınacak ve kimler sevinip, kimler üzülecek.
