Hakikaten de pes! Hürriyet gazetesinin birinci sayfasında önceki gün çıkan haberi okuyunca, gerçekten de Anıtlar Kurulu'nun BJK stadyumu için yeniden toplandığını, Başbakan Erdoğan'ın değiştirilmesini bizzat talep ettiği projenin yenilenerek önlerine geldiğini ve onların da onayladığını düşündüm! Çünkü BJK adına gazeteyle konuşan yönetici, otel ve otoparkın olmayacağı yeni bir stat ve alışveriş merkezi projesinden büyük bir sevinçle söz ediyordu!
Telaşla, bu işe hükümet içinde en büyük tepkiyi gösteren Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ı aradım. Öyle ya, Dolmabahçe'ye nispet yapar gibi, çok da o bölgede ihtiyacımız varmış gibi yeni bir alışveriş merkezi daha yapılacaktı, aradan da stadyum çıkacaktı. Bakan Günay bu projenin onaylanıp onaylanmadığını çok iyi takip etmiş olmalıydı, değil mi?
Ertuğrul Günay, aradığım sırada Van'da, bakanlığa bağlı hasar gören binaları dolaşmakla meşguldu. "Doğru mu gerçekten" diye sordum telefonda. Neticede, bu projeye Bakan Günay baştan beri karşıydı ve ben de bir gazeteci olarak defalarca bu sütunlarda, fikri takip yaparak, eninde sonunda İstanbul gibi bir değere sahip çıkamadığımız için üzüleceğimizi, o bölgeyi korumamız gerektiğini yazıp durmuştum. Ve tahmin edeceğiniz gibi yazılarımla Beşiktaş camiasının sert tepkisiyle karşılaşmıştım.
Neyse ki Anıtlar Kurulu'nun sözü edilen projeye olur verdiği falan yokmuş. Geçen hafta bir tv kanalında alt yazı geçmeye başlayınca, o sırada bir canlı yayına katılmak üzere hazırlanan Bakan Günay bile kuşkuya düşmüş. "Nasıl olabilir? Benim bilgim olmamış olabilir mi" diye telefona sarılmış ve yetkilileri aramış ve sonra onun da tepesi atmış.
Günay diyor ki: "Yanıltıcı bilgilerle kamuoyunu etkilemeye çalışıyorlar. Böylece hazırlık yapıyorlar. 'Bakan, Başbakan evet dedi" diyorlar. Bu haberlerin hepsi asılsız! Vazgeçmiyorlar ama mümkün değil. En son ki durum burası 'İstanbul'da Cumhuriyet döneminde yapılan ilk spor yapısıdır, bu haliyle korunmalıdır. O kadar!"
Peki bu ısrar devam ederse ne olacak? Buraya illa da bir alışveriş merkezi, otopark, çaktırmadan başka ünitelerde de eklenirse kim ne yapacak?
Bakan Günay çok sert konuştu telefonda:
"Çok daha ileri giderlerse, burası kentsel sit alanıdır o zaman eski haline döndürülmelidir. Vaktiyle burada Dolmabahçe'nin Has Ahırlar'ı vardı diyenleri ben de kalkar desteklerim. Biz burada şöyle olsun, böyle olsun diyemeyiz. Bilimsel, tarihsel gerçeklere uyum göstermeliyiz. Saat Kulesi zaten doldurulmuş bir bölgenin üzerinde. Lütfi Kırdar, 1939-45 arası Dolmabahçe Sarayı'na kasten burayı yaptı diyorum. Osmanlı'nın gücünü küçük göstermek için, mimari bir zorlama burası! Düşünün 1939'da İstanbul'da her yer boş. Siz getirmişsiniz sarayın arkasına, Osmanlı mirasına karşı bu stadyumu buraya dikmişsiniz. Bunu yapmaya hakları yok. Şunu yapabilirler. Özgün haline geriye çekerek, depreme karşı güçlendirip, sonradan ekledikleri şeyleri kaldırarak burayı butik bir stadyuma dönüştürebilirler. Ama diğerleri olmaz. Diğer takımlar niye böyle yapmadı? Hepsi gitti, arazilerini verip şehrin uzağında inşaatlarını yaptı. Beşiktaş niye yapmıyor?"
Özetle diyeceğim şu ki yeni karar falan çıktığı yok. Bakan Günay, tüm bunlara rantın sebep olduğunu söylüyor. 20 gün kullanılan bir stadyumu, Beşiktaş'ın süper para kazanan yeni bir kompeksine dönüştürmeyi düşünenler lütfen artık bu sevdadan vazgeçsin ve ileride çocuklarına daha yaşanabilir bir İstanbul bırakmak için bu projelerini şehrin daha makul bir yerine taşısın.
Ne yazık ki Bakan Günay mücadelesinde yalnız kaldığından söz ediyor. "Sizin gibi düşünen bakanlar yok mu, onlar neden konuşmuyor" diye sordum. Var olduğunu ancak tek konuşanın kendisi olduğunu söyledi. Beşiktaş camiası her defasında Günay'a küfür savuruyor, oysa ne Günay'ın ne de benim gibi bu projeye karşı duranların Beşiktaş ile, stadyum ile bir alıp veremediği yok. Bizler, yenileme diye çıkılan yolda, bambaşka bir projeyle yapılmaya çalışılan Dolmabahçe'deki kıyıma hayır diyoruz. Bakan haklı, Emek Sineması için gösterilen saygıyı bu bölgede hak ediyor. Herkes sesini yükseltmeli o yüzden!